E-Dergi

Çok zor okudum, akmıyor mübarek: "Tüm dünya cehennemin bekleme odasıdır."

Niteliksiz adam, "gerek duymadığı para kazanma yeteneğinin dışında, zamanının desteklediği bütün yetenekleri ve nitelikleri kendinde buluyordu, ama bunları uygulama olanağını yitimişti." Bir ayağı geçmişte bir ayağı 'yeni'de, çelişkileriyle muhteşem bir geçiş dönemi anlatısı Niteliksiz Adam.

"Türk kafasının ya a orjinal Türk ruhunun bir an önce yer değiştirme arzusuyla, ama bir türlü hedefe ulaşamamakla da yakından ilişkisi var. Bu yüzden en çok arabalarda gezinir bu ruh, bir de romanlarda."

"Madun konuşabilir mi?" Konuşabilirse nasıl konuşabilir, neyi nasıl söyleyebilir? Konuşamazsa ve onun adına konuşan birileri varsa bu temsil ilişkisinin manası nedir? "Auschwitz'den sonra şiir yazılabilir mi?" ya da "yanlış hayat doğru yaşanabilir mi?" Nasıl? Bu ve benzeri soruları sorarken bu soruların meydana gelmesinin koşullarını da didikliyor yazar.

Ferit Edgü kitabın önsözünde şöyle diyor: "...insan Celine'de, bir insanda dayanasım olmayan her şey var: benmerkezcilik, çıkarcılık, güçlüden yana olmak, insan, özellikle de Yahudi düşmanlığı... Yazar Celine'de ise, bir yazarda aradığım hemen her şey var: Kendini olduğu gibi benmerkezci, bencil, çıkarcı, korkak, Yahudi düşmanı olarak ortaya koymaktan çekinmemek. Hiçbir şeyi saklamadan. Gizlemeden." Aslında roman da tam olarak bu çelişkiyi anlatıyor; şifa niyetine bir tane 'salt iyi' karakter yok neredeyse. Aynı gerçek dünyadaki gibi, her şey karanlık, kasvetli, çirkin, iğrenç... Okuması zor ve çok umutvar bir anlatı değil ama dünyanın çirkinliğini kendine özgü diliyle çok güzel betimliyor. Çevirmen Yiğit Bener çok saygı duyulacak bir iş çıkarmış.