Okuduğunuzda tüyleriniz diken diken olacak. Vahşi cinayetler ancak bu kadar soğukkanlılıkla ve detaylı biçimde anlatılabilir. Sadece tarihi açıdan değil, beyni yıkanan kişilerin, vahşi cinayetleri nasıl gözünü kırpmadan işlediklerini görmek için de anlamlı bir kitap. Bu cinayetin aksi yönde bir benzerini 6 ay kadar önce yine yaşadık ne yazık ki. Yalnız kitabın ismine itirazım var. Katil, burada anlatıklarını bir itiaf biçiminde değil, bir kahramanlık hikayesi biçiminde, yaptıklarından gurur duyarak anlatmış. İtiraf kelimesinde ise, bir nevi suç işlendiğini kabul etmek vardır. Fakat, katil pek çok konuyu en ince ayrıntısına kadar anlatırken, para kaynaklarına hiç değinmemiş. Anlattığına göre, Avrupa'da bulunan Taşnak örgütüne mensup tüm tetikçiler bol para harcamamaktalar. İçinde bulundukları ortam da az bir kaynakla olabilecek gibi değil zaten. Her türlü sahte evrak ve pasaporta istedikleri anda sahipler, ama bunların kaynağı meçhul. Bu durumda, konunun en önmeli yanı olan finans kaynağı meselesi, ne yazak ki cevapsız kalmış. Burada hemen akla, Hüseyin Cahit Yalçın'ın, "İttihatçı Liderlerin Mektupları" adlı kitapta topladığı, İsmail Canbulat ile Dr. Nazım'ın, Sait Halim Paşa'nın öldürülmesi sonrasında Cavit Bey'e yazdıkları mektupta; Sait Halim Paşa'nın, bunca zaman beklenikten sonra, kritik bir zamanda
katledilmesinin, Ermeni intikamının çok ötesinde bir anlam taşıdığına inandıklarını, S.Halim Paşa'yı intikam almak için katletmeye bunca zaman beklenmesinin çok manasız olduğunu, çünkü kendisinin zaten tenha bir sokakta, tek kişilik bir korumayla yaşadığını yazmaktadırlar. İşin içinde İngiliz parmağı olduğuna inandıklarını yazmaktalar. Katil ise, S.Halim Paşa'yı katletmek için ne şekilde uğraştığını uzun uzun anlatıyor. Oldukça çelişkili izahatlar var. İşlediği cinayetler öncesi kaldığı evler çok ilginç. Ayrıca Türkler için çok ağır hakaretler var. Neyse, ben lafı daha fazla uzatmadan, katil ile başbaşa bırakayım sizi.