E-Dergi

Bekir Büyükarkın'dan mükemmel bir roman daha. Gece Yarısı, Gün Batarken romanının devamı niteliğinde. Ragıp, 1.Dünya Savaşı'nın bitimi ardından İstanbul'a dönmüştür. Kurtuluş Savaşı boyunca İstanbul'daki millicilerin mücadelesi anlatılıyor. Şiirsel bir anlatımı var. Yine kendimden geçerek ve Bekir Büyükarkın'a hayranlığımın bir defa daha arttığını söylemek istiyorum.

Bekir Büyükarkın Türk romanının önemli mihenk taşlarından biridir. Lakin yeterince tanınmayan bir şahsiyet kanaatimce. Üslubu mükemmel, seçitği konular Türk tarihinden, özbeöz Türk kültüründen. Birçok popüler yabancı kitabın binlerce baskı sattığı bu ülkede kendi öz evladının ve büyük bir sanatçının tanınmaması beni çok üzüyor. Gün Batarken romanı OSmanlı İmparatorluğu'nun tükenmekte dönemi, 1.Dünya Savaşı'nı ve Ragıp ile Feride'nin aşk hikayesini anlatmaktadır. Dediğim gibi mükemmel bir üslup, şiirsel bir anlatımı var bu romanın. Osmanlı Devletinin , 1. Dünya Savaşı'nda yaşadıklarna tanık oluyoruz. Ragıp bir Osmanlı münevveri ve askeri olarak ruhi çatışmalarını, savaşı anlatılıyır. Muhakkak okuyun diyorum, pişman olmayacaksınız.

Yavuz Bahadıroğlunun tarihi romanlarını severek okuyorum. Özellikle Turgut Alp romanı kanaatimce en değerli romanlarından biri. Lakin bu son okuduğum roman benin hayalkırıklığına uğrattı. Yazar, İslamiyeti kabul etmemiş Türklere putperes demiş. Türklerin din anlayışında Şamanlık ve putperestlik yoktur. Bunlar kırk elli yıl önceki fikirler. Din birliği uğruna kendi öz kardeşlerimizi neden küçük düşürüyoruz? Peçenek ve Uzlar romanda selçuklulara düşman gibi gösterilmiş ; ama Malazgirt Savaşı'nda bu kardeşlerimiz karşıdaki ordunun aynı savaş taktikleriyle mücade ettiğini görünce Selçuklu ordusuna geçmekte bir an bile tereddüt etmemiştir. Kanaatimce yazar Türkler( Uz,Peçenek ve Selçuk Türklerini kastediyorum) arasındaki ilişkileri yeterince makul bir şekilde işleyememiş. Bu eleştirimin dışında şunları da eklemek istiyorum: Bahadıroğlu yine akıcı ve sade bir üslupla yazmış. Bu yönüyle eseri başarılı buluyorum.

Mükemmel bir üslupla yazılmış değerli bir kitap. Kesinlikle İskender Pala Hoca'nın şu ana kadar yazdığı en iyi roman.

Bu kitabın üslubunu özellikle beğendim. Farklı karakterlerin bakış açısıyla ve anlatımıyla kaleme alınmış. Çok beğendim ve herkese tavsiye ederim.