E-Dergi

Eva de Vitray-Meyerovitch adlı merhume Fransız müşteşrikinin -Havva Hanım rh.a.- Hac rehberi denebilecek bir metin etrafında genel okur için İslam, namaz,oruç vd. ibadetler gibi konularda bilgiler içeren kısa bir değerlendirmesi...
Fransızlar için yazılan bir kitab olduğundan verilen bilgiler sathi olarak görülebilir.

"İslami ticaret" kitaplarından birisi. İbn Arabi imzasına kanıp almam hata oldu.
Kitabın sonunda İbn Arabi'nin Şeceretül-Kevn adlı eserinden "araklandığı" belirtilmişse de ciddi okur için dikkate değmez.

Doğu Türkistan'ın Çin esaretine düşmesi yıllarında Altaylar'da yaşanan kahramanlıkların ve bu kahramanlıkların en önemli öznesi Osman Batur'un mücadelesini anlatan destani bir metin. Yazarının İngiliz olması anlatılanların Türklüğün tarihi açısından ne kadar dramatik olduğunun anlaşılmasını zorlaştırsa da Orta Asya Türklüğü'nün daha 50-60 yıl önceki destanını okumak açısından önemli bir eser.
Kişisel olarak bu eseri okumakla şaşırdığım nokta Doğu Türkistan'ında bir Sovyet cumhuriyeti olması ihtimalinin var oluşu oldu. Eğer öyle olsa idi belki bugün bir Uyguristan Cumhuriyeti bayrağı da BM önünde dalgalanır olur muydu? Kimbilir... Oysa gerçek şu ki bugün Sinkiang diye anılan Doğu Türkistan'da nüfusun çoğunluğunu Hıtaylar oluşturuyor. Demografik assimilasyonun en acımasız genosid olduğunun dünya üzerindeki en katı örneği olan Doğu Türkistan'ın 50 yıl içerisindeki düştüğü durumu algılamak için bu kitabı okumak iyi bir başlangıç olur.
Türklük bilinci olan ve Türkistan'ın yakın tarihine ilgi duyan her okurun okuması gerek.

Bugüne kadar Osmanlı'nın son yüzyılındaki nüfus özelliklerini ve özellikle Osmanlı nüfusunun şekillenmesinde Anadolu'ya doğru olan göçlerin etkisini tüm yönleriyle inceleyen böylesine kapsamlı bir eser yayımlanmamıştı. Osmanlı Nüfusu (1830-1914)adlı bu muhteşem eseriyle Prof.Dr. Kemal Karpat, tarih çalışmalarına yeni ve daha geniş bir bakış açısıyla yaklaşma imkanı sağlıyor. 1985 yılında A.B.D.de basılan ilk nüshasının fotokopisinden bu eseri, ilk incelendiğimde nasıl heyeceanlandığımı dün gibi hatırlıyorum. Günümüz Türkiye'sini ilgilendiren tüm önemli sosyal konuların köklerini içeren bu eseri detaylarına kadar incelemeden ne Ermeni sorununu, ne Türk-Yunan anlaşmazlığını, ne Türkçülük tarihini ve hatta İstanbul yerine neden Ankara'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti olduğunu kavramak mümkündür... Bu son cümleyi çok mu iddialı buldunuz? O zaman kitabı inceleyin ve siz de kendi değerlendirmenizi yazın, derim.

Geçen yüzyılda Türk dünyasında etkin olmuş bir isim olan Sultan Galiyev, soğuk savaş yıllarında ülkemizde ısrarla görülmezden gelinen bir isimdir. Renad Muhammedi bu romanda Sultan Galiyev'in hayatını belgelere dayanarak kaleme almıştır. Bu belgesel romanı okurken Sultan Galiyev'in mücadeleci ruhunu, romantik emellerini, Türk dünyası ve hatta bütün İslam alemini kuşatan düşünce ufkunu görebilirsiniz. Mustafa Öner'in çok sağlam bir dille Türkçe'ye aktardığı bu eser, Türk dünyası, İslam, emperyalizm ve komünizmin Lenin dönemi ile Stalin dönemi, milli komünizm gibi birbirinden uzak gibi görünen ancak hiç de öyle olmayan ufuklarda at koşturan Sultan Galiyev'i anlamak için Türkiye Türkçesinde okunaabilecek en önemli kaynaktır.