Toplam yorum: 3.077.822
Bu ayki yorum: 4.700

E-Dergi

meyve suyu Tarafından Yapılan Yorumlar

22.12.2023

Türkçe'nin estetik değerini doya doya okuyucusuna tattıran, yazarın zengin hayâl gücünün başımı döndürdüğü bir kitap. Ahmet Hamdi Tanpınar sözcüklere takla attırmış resmen. Hayran kaldım.

- Saat de insan vücudu gibidir. Çok defa alışılmış hastalıklar aranır. Yalnız bir fark vardır. Doktorlar tedavi ettikleri insanların bünyesini bazen bozarlar amma, herhangi bir uzviyeti değiştiremezler. Halbuki bazen saat tamirinde bu olur. Yedek parça hikayesi." (s.192)
22.12.2023

"Günümüzün kendini değersiz hisseden kararsız yetişkinleri, eskilerin çocuğun hiç bir şeyden anlamadığını ileri süren anlayışının eseri. " (s.19)
Kolay okunan bir kitap.
22.12.2023

Kitabın kurgusunu başarılı buldum. Zorlu sürecin Allah'ın en güzel isimlerinin zikri ile hafifletilmesi fikri değerli. Ancak kitabın adında yakalanan başarı içerikte yakalanamamış. İsme bakıp almıştım.

Kitabın eksiği olan hususları dile getirmek isterim:
Birincisi, 34. baskısı 2021'de yapılmış bir kitapta hâlâ terör örgütüne yakınlığı ile bilinen sızıntı dergisi, zaman gazetesi vs. gibi kaynakçalar bulunuyor.
İkincisi, tıbbî konularla ilgili yapılan açıklamalar konunun uzmanı ve kaynak metinlerden alınmamış, kaynakça olarak kültür sanat dergileri gösterilmiş. Bu yönüyle beklentimi karşılayamayan bir kitap oldu.
22.12.2023

Amentüyü dillendirirken bir başkaldırı edası okunuyor satırlarda. Harfler kağıttan uçuşup bir harp nizamı alıyor. Sonra dağılıp bir denizde balığa dönüşüyor. Derken balıklar bir kuş olup gökyüzünde semaya duruyor.

Etkileyici üslubuna hayran kaldığım bir kitap.

Solun yobazlığını, sağın çıkarcı mantığını eleştiren, aileden devlete toplumun her kesimi için yazılmış bir kitap.
22.12.2023

Bu kitap, yazarın uzun bir süre sürdürdüğü Mesnevî derslerinin hemen arkasından farklı şehirlerde yaşayan dostlarına yazdığı mektuplardan oluşmakta. Mektuplar bu haliyle bir bakıma radyodaki arkası yarın tadında bir zevki yaşatıyor.

Kitabın amacı Mesnevi’nin doğduğu fikir ve ruh iklimine götürmek ve o rüzgârın estiği yola dostları dâhil etmek. Yazar bu mektuplara “Cumalık” adını veriyor.

Sadakanın sadece yoksula sunulan maddi bir katkı olmadığının söyleyen yazar, hepimizin yoksulu olduğu şeyler yok mudur, diye soruyor.

“Elbette var. En çok da güzel söz, güzel bakış ve güzel duruş yoksuluyuz. O hâlde küçük bir tebessüme küçük bir zihinsel doğuşa, az da olsa irfanî zenginliğe katkı sağlayan sözü söylemek de sadakadır. Hatırlamak da sadakadır, selam vermek de sadakadır.” (s.14)