E-Dergi

Körlük, insani değerleri tek tek yıkıp yakıyor ve içimizdeki hayvanı serbest bırakarak kendi distopyasını yaratıyor. En basit ihtiyaçlarını bile karşılayamayan insanlar, en büyük ahlaksızlıklardan geri durmuyor. Saramago'yu okuyabilmek ise gerçekten ayrıcalık.

Birinci Dünya Savaşında Osmanlının durumu ve İttihat ve Terakki hakkında çok çarpıcı tespitleri var. Ortadoğu'nun, Osmanlıyı nasıl bitirdiği yüzeysel de olsa anlaşılıyor. Parayı kim verirse onun düdüğünü çalan bedevilerin ve bütün imkansızlıklara rağmen kanı canı pahasına direnen Türk askerinin çöl tarafından nasıl yutulduğu kanınıza dokunuyor. Kitabın handikabı çok dağınık bir kurgu ile yazılması.

Beklenen basitlik ve sadelikte anlatmış kendini.Ama biz ölümlüler girift hayal dünyasının yanına bile yanaşamayız.Yüzlerce veya binlerce çekmeceli dolaba karşı, tek çekmece ile gel de anla.Ama yine de kıyılarında dolaşıyorsunuz düşünce dünyasının .Aldığım ders ise şu, roman yazmak tek kişilik bir iştir ve bu işe niyetlenen herkesin kişiliği ve donanımı farklı olduğundan, kendi yolunu bulması gerektiğidir. Üstadı sevgi ve saygıyla anıyoruz efendim. İyi ki varsın.

Ömer Hayyam, Nizamülmülk ve Hasan Sabbah'ın hayatlarının kesiştiği anlar roman olmuş.Ama ne güzel olmuş.Ömer Hayyam'ı herkes bilir, Nizamülmülk'ü ise bu kitapta tanıyacaksınız.Hayatta iktidar olmak neden bu kadar önemlidir,anlayacaksınız.Amin Maalouf'un okuduğum ilk kitabıdır ve bütün kitaplarını okuma arzusu vermiştir.

Bu kitap beni gerçekten ikilemde bıraktı. Mark Twain'in ( ki dahi olduğunu düşünürüm ) tespiti eğer gerçekse, yaşam çok çetrefilli bir hale geliyor. Bana göre her şeyi sorgulayan insan, kendini hiçbir kitapta veya mecrada bu kadar sıra dışı sorgulamamıştır. Hayata ve kendinize küsme tehlikesi kapıda, ama devamlı aradığımız hayatın anlamına da bir o kadar yakın. Mark One, Mark Twain...