Toplam yorum: 3.075.624
Bu ayki yorum: 2.500

E-Dergi

KY-501705 Tarafından Yapılan Yorumlar

27.11.2011

ebucem kardeşimize aynen katılıyorum.. Bu kitap gayet taraflı bir anlatıma sahiptir.. Muhammed b. Hanefiyye, İmam Hüseyin'e akıl(!) vermekte ve tavsiyelerde bulunmaktadır.. En ilginç bulduğum yerlerden birisiydi bu, kitapta.. İmam Hüseyin'in babası, seçimle işbaşına geldiklerini söyleyenleri eleştirirken, imamet ve hilafetin Resullah tarafından ilanı ve Allah c.c tarafından tayininden sonra, İmam Hüseyin kendi makamını ve konumunu bilmiyor muydu ki burada İmam Hüseyin'in maksadı ''Seçim düzenine'' geri dönülmesi olarak aktarılıyor? İmam Hüseyin, kendi ağırlığını ve makamını önce dedesinden sonra babasından almaktadır.. Bu kitaba göre ise İmam Hüseyin, çiğnenen dini hükümlere, izlenen şeytani siyasete karışmayarak elini ayağını her şeyden çeken (ya da çekmesi gereken) , ''başa kim gelirse gelsin yeter ki seçimle gelsin'' mücadelesi veren pasif bir kimlikle anlatılıyor.. Onun mücadelesi, çoğunca zaten koltuk mücadelesi olarak anlaşılmak istenmektedir.. Ama onun mücadelesinde İslami hükümlerin alenen çiğnenip, nefsaniyetin siyasete sürdüğü hükmü bertaraf etmek için başını verdiği gerçeği ise görülmek istenmemektedir.. Falan filan bir zulüm yapınca kötü, sahabeler ve sahabe oğulları cürümler yapınca iyi gibi aktarmak rezaletin ve adaletsizliğin en acısıdır.. İmam Hüseyin'i yahudiler, hıristiyanlar, müşrikler katletmedi, eli Kur'an'lı, güya namazlı niyazlı sahabe ve onların evlatları katletti.. Sahabelere gelince neden gerçekleri adamakıllıca yazmıyor kitaplar? Hüküm, onlara gelince değişiyor mu? Allah c.c tüm sahabelerden razı olsun değil mi neticede?? Bunu deyin, çıkın işin içinden..
27.11.2011

Sibel Eraslan'ın bir kez daha emeğine sağlık ki bu ülkede Fatıma'ya dair sis perdelerinin aralanmasında ve onun çağımıza biraz olsun taşınıp gündemi oluşturmasında öncü ve muharrik bir güç oldu.. O ana kadar birçok siyasi olaya kurban edilmiş bir şekilde tarihin tozlu sayfalarına terk edilmiş ve malesef şu an bile hakkında tamı tamına bir malumatımız olmadığı halde onu örnek almak zorunda olduğumuz o gizemli kadını tekrar zihinlere ve gönüllere taşıdı Eraslan.. Ve acıyla nakletmişti bu kitabın çıktığı ilk günlerde: ''Onun hakkında araştırma yapınca Caferi kaynaklardan faydalanmak zorunda kaldım.'' Gerçek şu ki Sibel hanımın bu kitabından sonra gırla çıkmaya başladı arka arkaya Fatıma ile ilgili kitaplar.. Eraslan onu gerçek manada derd edinendi.. Ki bunu duygulu kalemiyle öyle güzel hissettiriyor ki okurken gözyaşlarına kapılmamak mümkün değil o asil ve ibretlik hayat karşısında.. Kırtas Hadisesi ve Fedek gibi sünnilerce uydurma sayılan ya da en azından örtbas edilen birkaç tarihi gerçeğe değinmesi de kitabın ayrı bir artısı idi.. Zira Fatıma'yı, Fatıma duruşunu anlamak demek, aslında bu iki hadiseden bağımsız tutulamaz.. Onu anlamak onun neden biat etmediğiyle başlar.. Fatıma bir öğretmendir, mekteptir. Sayfaları hiç kapanmayacak nurlu bir kitaptır.. Allah c.c razı olsun yazarından.. Tüm kadınlara ve erkeklere.. Evet, erkeklere de tavsiyedir..
27.11.2011

Beğeniyle okuduğum ama yine de içinden İmam Ali'ye dair ilmin, zerresinin zerresine dahi ulaşamadığıma inandığım bir kitaptı.. İmam, hilafette uğradığı akıl almaz tavırlardan, Resullah'tan (s.a.a) sonra uğradığı yalnızlık ve ağır ihanetlere kadar birçok şeye değiniyor. Kitabın çoğunda melankolik bir hava hakim. Allah'tan yana asla ümidini kesmeyen ama çevresindekilerden ümidini kesmiş bir melankoli... Adnan Demircan'ın çevrisini beğenmekle birlikte İmam'ın Nehcu'l Belağa'sının bu kadarla sınırlı olduğunu sanmıyorum.. Sünnilerin birçoğuna göre imha edilmesi gereken bir kitap.. Bu bile onu daha çok okunmaya değer kılar.. Her zamanki gibi ilimle orta yere çıkmak yerine karalama ve bid'at ehli olmakla suçlamak sünni ekolün yaptığı en iyi şey.. Aşağıda yorumu bulunan GERÇEKLİKYANLISI adlı yorumcuya da aynen katılıyorum..
07.10.2011

Zeynep52'ye cevaben...

Osman Nuri Topbaş'ın Peygamberler Tarihi adlı kitabını kaynak göstererek Hz. Musa a.s kısmında aktarılan bir bilgiyi nakledeyim size.. Peygamberler Tarihi adlı bu eserde; Hz. Musa'nın kavgaya tutuşan 2 kişiyi ayırmak isterken istemeden bir cinayete sebep oluşu üzerine ülkeyi terk etmesi ve bu kitaba göre de 10 yıl sonra dönmesi; cinayete sebep olduğu dönemin Firavun'u ile 10 yıl sonra döndüğü esnadaki Firavun'un ayrı kimseler olduğu yönünde bir bilgi geçer. Hz. Musa döndüğünde hükümdar değişmiş idi.. Ölen, Hz. Asiye'nin eşi olan Firavun'dur.. Diğeri ise sonradan aynı lakabı (Firavun) alan Prens Menmatre'dir.. Ve Kızıldeniz'de boğulan Firavun da bu Firavun'dur.
04.10.2011

Sevgili Sibel Eraslan'ın naif, seçkin ve duygulu kaleminden; alemlerin en sırlı mübarek hanımı Hz. Meryem annemizi gözyaşları içinde okudum.. Kesinlikle özverili ve özenle hazırlanmış bir eser.. Merzanguş'un tanıklığı, Hıristiyanlığın nasıl tahrif edildiğini adeta belgeler nitelikte idi.. Hanne'nin beklentisi de ayrı bir hüzünlendiriciydi.. İbn-i Siraç karakteri kitabın biraz tebessüm ettiren ismiydi.
Dönemin paganist anlayışını ve toplum yapısını, İsrailoğullarının alimlerinin(!) pagan Roma ile nasıl müttefik oldukları ve bunun üzerinden İmran ailesine komploları, Hz. Meryem ve Mesih efendimize karşı haince işbirlikleri.. Ve gözyaşartan bir şehadet Hz. Zekeriyya a.s.. Kitapta adeta 3 peygamberin de hayatını okumuş oluyorsunuz.. Hz. Meryem, şefaatine ummayı dilediğimiz bir masumedir.. Hz. Meryem, İsrailoğullarının tevhidi mevkiye tokuş ettiklerinin belgesidir. Hz. Meryem ve oğlu, İsrailoğullarının imtihanı aşamamalarının imzalarıdır.. Selam onlara olsun..