E-Dergi

Ana hikaye kitabın yarısından sonra başlıyor. İlk yarısında durum ve mekan tasvirleri o kadar uzun ki, aksiyon başlayana kadar verilen tüm detaylar okudukça daha da uzuyor sanki. Bahsi geçen yasak aşk etkileyici ama keske Marquez betimlemeleri daha kısa tutsaymış.

Kedi sahibi olanların okurken yüzlerinde tebessüm olusturacak bir roman.
Kadın aklından gecen düşünce ve duygulara sahit olurken, bir yandan kedinin insan iliskileri uzerindeki etkisini gozlemlememizi sağlıyor. Ayni zamanda kiskanclik ve onyarginin insan iliskilerine zarar verebileceğini de kanıtlıyor.

İspanyol Don Juan'ı bir de Fransız soylusu olarak hayal edin! Moliere'in bu sefer de uslanmaz bir çapkının ahlak anlayışını hicvettiği komedisi. Günlük dilde ve kısa bir tiyatro.
Tanıdık tiplemelere denk geldikçe kahkaha atmamak işten bile değil!

Umberto Eco'nun yıllarca topladığı arşivinden, mükemmel bir altyapı ve kurguyla, gerçek olay ve kişilerin yaşadığı dönem hesaplanarak yazılmış, ince detaylara kadar planlanmış bir şaheser. Kitabın son sözünde Eco şu şekilde alıntı yapar; yazarın başarısı %20 ilham, %80 çalışmasından kaynaklanır. Her sayfayı çevirişinizde iliklerinize kadar bunu hissettiriyor da...
Okudukça tarihin sizleri içine çektiği, kitap bittikten sonra da bahsedilen kaynakların içerisinde kaybolmayı dileyeceğiniz bir etkisi var. Fra Dolcino, Fransiskenler, Minoritler, Aldocular ve diğer çeşitli tarikatları şaşırarak öğrenecek, öğrendikçe daha da araştırmak isteyeceksiniz.

Kocan kadar konuş ile benzerliği, arada hayali karakterlerin çıkıp ana karakterle konuşmasından anlaşılabilir. Dili son derece akıcı, metropol insanı psikolojisi içerisinde kimi zaman gündelik hayatımızdan endişelerimizi göreceğimiz biraz ağzı bozuk roman. Yakında filmi çekilirse hiç şaşırmadım derim. Plajda okumalık kitap niteliğinde