Toplam yorum: 3.074.803
Bu ayki yorum: 1.678

E-Dergi

zafer saraç

1980 yılında Elazığ’da doğdu. İlk orta öğrenimimi aynı ilde tamamladı. Laboratuar, Biyoloji ve Tarih eğitimi aldı. Biyoloji bölümünü derece ile bitirdi. Tarih bölümünü bölüm ve fakülte birinci olarak tamamladı. 2019 yılında "Bazı Çin Seyahatnameleri Üzerine Bir Değerlendirme (MÖ 139- MS 984)" isimli tezi ile Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'de Yüksek Lisans öğrenimini tamamlayarak mezun oldu.2015 yılında arkadaşlarıyla beraber Elazığ'da Telmih Kültür Sanat Tarih ve Edebiyat dergisinin kuruluşunda görev aldı. www.kitapsuuru.com sitesinin genel yayın yönetmenliği, Telmih dergisinin editörlüğü görevini yürütmektedir. Yayımlanmış Seyahat Diyen Kitaplar isimli bir kitabı bulunmaktadır. Ayrıca çeşitli yayın organlarında yayımlanmış makaleleri bulunmaktadır.

biozafer Tarafından Yapılan Yorumlar

11.11.2019

Vonnegut'u ilk okuduğumda aklıma Murat Menteş'in romanları geldi. Ve Menteş'in kıymetini tekrar anladığımı belirtmeliyim. Bir kere Şampiyonların Kahvaltısı'ndaki postmodernist havanın anlamı bozduğu barizdir. Zaten iki amorf karakterin basket topu gibi iyi çizilmemiş bir kaosun ortasında başıboş hareket etmesinin neresi anlamlı olabilir ki... Kurguya alışkın okur her zaman kurmacanın izlerini arar. Fakat böylesine değişken bir zeminde ne karakteri ne de mekanı bulmak mümkün... Böylesi eserlere ciddi bir açıdan bakarak edebi zevk almak isteyenler bari mizahın izini sürüp iyi vakit geçireyim diye okurlar. Bende mizahla rahatlamayı ve akıcı bir şekilde eseri okumayı tahayyül ettim. Fakat Amerikan mizah anlayışı bizden çok uzakta... Amerikan talk showlarını izleyenler bilirler. Okuru sayfalara bağlayan bir kurgu ya da bağlayıcı mizah unsuru olmayınca, son sayfaya kadar sabretmek zorlaşır. Bu psikolojiyle bitirdim.
11.11.2019

Yaşamımıza gerçeklik katan olgulardan birisi de birbirimizle olduğu kadar örgütlü yapılarla olan ilişkilerimizden kaynaklanır. Devlet- insan ilişkilerinin şekillenişi sanal ve gerçek arasında gidip gelen bir mizansenle çok yönlü bir kurguyla ne derece anlatılabilir. Postmodern edebiyatın bütün devirleri saran zımmi göndermeleri mesaja dönüşerek kafayı kurcalar. Detaya matuf olmak için dikkati elden bırakmadan satırlar arasında kurgunun ipini elde sıkı tutarak okumak lazım. İnsanın sırtını yasladığı devleti var kıldığını anlamak, karşılıklı faydanın izlerini görmek, bile mesajı kavramak için kafi. Ayrıca 1984 romanına ince dokunuşlarla kendini hissettiren fikir temaslarını fark ettikçe; Orwell'ı anımsamak mümkün. Zira yazarın 1984 romanını incelediği "Karanlıkta Savaşanlar" isimli kitabı da bahsettiğimiz kitapla aynı anda kaleme alınır.
16.08.2019

Hayatın ezenleri olduğu gibi dişilileri arasında ezilenleri de mevcuttur. Karakterin ezildiğini göstermek bir nebze olsun kolaydır. Ama ruhun ezildiğini göstermek kadar zor bir olgu yoktur. Dostoyevski ustalığını bu alanda göstererek en iyi şekilde karakterlerin ruh çözümlemesini yapıyor. Ara sıra ortaya çıkan duygusal yükselişler ise okurda gayet iyi bir intiba bırakıyor.
16.08.2019

İnsanı geçmişe götüren tarihi vesikalardan en önemlisi seyahatnamelerdir. Her ne kadar günümüz insanının seyahat imkanı olsa da zamanda seyahat mümkün değildir. Seyahatnameler ise bir nebze de olsa insanı asırlar öncesine götürerek geçmişe yolculuğu mümkün kılıyor. 19. yüzyıl Malta adasını ziyaret eden Faris Eş Şidyak sizi Akdeniz'in ortasındaki mezkur adaya götürüyor. Üstelik Malta'nın tarihi, kültürü, medeniyeti, günlük yaşantısı ve en önemlisi dili hakkında kıymetli bilgilerle canlı bir anlatımla söylediklerini bize ulaştırıyor. Yazanın entelektüel kapasitesinin zenginliği anlatıyı yer yer devrin akademik mecmuasına döndürse de okumanın insana çok şey katacağı bir eser ortaya çıkıyor.
16.08.2019

Anadolu'nun bir göçler beldesi olduğu tarihten aşikardır. Bu göçler beldesine en son dalga 1989 yılında Bulgaristan'dan gelmiştir. Fakat tarih kitaplarına basit bir göç dalgası şeklinde geçen bu olayın toplumsal yansımalarını bireyin dilinden dinlediğimiz ya da yaşananların acı sesine kulak verdiğimiz pek söylenemez. Bir göçün anatomisinin çizildiği eserde sathi bildiğimiz bilgiler daha şeffaf bir halde detaylı sunulmuştur. Akademik bir perspektifle kaleme alınmasına karşın pek az kullanılan bir metot olan sözlü tarih uygulamasına can veren dönemi yaşayanların anıları deyim yerindeyse kitabın satırlarına hayat vermiştir. Özellikle Bulgaristan Türklerinin göç öncesi yaşadıkları özgürlüğün kıymetini anlatmakla beraber Bulgar despotizminin günahlarını da ortaya dökmüştür. Türk'ün mazlumluğunun ibret belgeselini okumak Türklüğün ne şekilde bir tehdit altında olduğunu görmek gerçekten ibret verici... Soydaşlarımızın yaşadıklarının vatanın kıymetini anlamaya yardımcı olacağına şüphe yok.