Çoğu kişinin fikir sahibi olduğu ve yakın görüşlerin taraf olduğu bir ortamda mevcut görüşlerimi geliştirmek adına kitabı alıp okudum. I. Bölümde Hanefi Avcı herkesin iş hayatında geliştirdiği gibi stratejilerinden bahsetmiş ve bunlarda başarılı ya da başarısız olduğu durumları anlatmış. II. Bölümde de bulunduğu ortamdan aldığına inandığı kötü kokuları paylaşmış. Ortada birkaç güç odağının olduğu gerçeğini sanırım artık herkes görüyordur.
Ülkemizin coğrafi konumu, yer altı kaynakları, beyin gücü, genç nüfus tüm bu güç odaklarının iştahını kabartmaktadır. Burada yurtseverlerin unutmaması gereken vatanın bütünlüğü ve birliktelikten gelen gücümüzdür. Yakın görüşlerdeki insanların fikirlerini paylaşması elbette olağandır. Ama benim görüşüm; karşıt görüşteki insanların daha fazla bir araya gelerek çağdaş tartışma ortamında gerçekleri birlikte kabul etmeleridir. Devleti seçerken ya da seçmezken kullandığımız iradeyi yanlış olduğuna inandığımız durumlar içinde demokratik yollardan göstermeliyiz.
İnsanlar güç odaklarına yakın durarak onların maddi ve manevi olanaklarından yararlanarak aslında kendilerinin ve çevresinin hayatını ipotek altına almaktadırlar. Unutmamalıyız ki güç sahipleri istedikleri kişiyi istediği zaman bir yerden bir yere çıkarıp ya da indirme hakkına her zaman sahiptirler.
Doğrular tektir ve çıplaktır. Üstü ne kadar kapatılırsa kapatılsın mutlaka gün ışığına çıkar. İnsanlar ne kadar karşıt görüşlerde de olsunlar doğruda buluşmak zorundadırlar.
Taraf olmadan hür irademizle karar verme hakkımızı daima muhafaza etmeliyiz. Bunun için sadece bu kitabı değil benzer kitapları da okumalı ve fikirlerimizi geliştirmeliyiz. Yeme içme ve hızlı tüketim toplumu olmaktan çıkmalı ileriye dönük fikirleri olan fikir birliği ya da fikir ayrılıklarını nedenleri ile birlikte ortaya koyan nesiller oluşturmalıyız.
Haliç'te Yaşayan Simonlar & Dün Devlet Bugün Cemaat
Türklerin Tarihi
Osmanlı Tarihinin Panoraması
Çökmeden
Balık ve Olta
