E-Dergi

Kitap güzel olmasına güzelde zamanlaması biraz yanlış gibi!! nedeni ise bu aralar vatansever olma, vatanımı seviyorum demek kötü,türklere ve türkiyeye hakaret etmek moda oldu. şimdi bu tür insanlar revaçta.eserin içerisinde her ne kadar macera unsurları yer alsada duygusal sahnelerde etkileyici.Ahmet Şafak'ı tebrik ediyorum,en kısa zamandada 1915 Kan Meclisi romanını okuyacağım.

şimdiye kadar okuduğum klasikler arasında anlamakta en zorlandığım kitaptı.ahlak yönünden yerlerde sürünen bu eserin M.E.B 100 temel eseri arasında olmasına açıkçası şaşırdım.

Dostoyevski'nin kendi hayatındanda bir şeyler kattığı harika bir eser.Nelly'li sayfalarda hüzünlenecek,Alyoşalı sayfalarda bu kadarda budalalık olur mu diyecek,son sayfalara doğruda duygularınız kabaracak ve Nelly'in hazin sonuyla hüzünleneceksiniz.Karamazov Kardeşlerden sonra okuduğum en iyi Dostoyevski eseri.

kitapta özellikle iki yer beni çok etkileşti.Adam idam cezasını almış,infaza kadar kalacağı yere götürülürken halk arasından iki kız bir birleriyle konuşurken sevinçle "Bu iş altı haftada biter"diyor.Adam o anda şunu düşünüyor:evet ben altı hafta sonra öleceği ama bu zaman zarfı içerisinde kim bilir daha kaç kişi ölecek kendini sağlıklı sayan kaç insan bu dünyadan göçüp gidecek.Birde idam mahumunun infazından hemen önce kızıyla buluşması vede kızının onu tanımaması başka biri sanması sonrada kızıyla vedalaşması beni çok etkilemişti.

Gogol'dan yaşadığı dönemdeki kölelik sistemine eleştirisel bir bakış açısıyla yazdığı ironilerle dolu bu romanda,kişilerin ne kadar çok canı(kölesi)olursa okadar değer verildiği bir ortamda Çiçikov adlı kahramanımızın ölmüş fakat kayıtlara işlenmemiş canları yaşıyor gibi satın almak istemesinin-tabiki çok ucuza-çerçevesinde gelişen olayların yer aldığı, komediği unsurlarınında olduğu eğlenceli bir kitap.100 temel eser arasındada kendime yer bulmuş Ölü Canlar.