E-Dergi

Kitap psikoloji kitabı gibi. İyi güzel hoş ta bu kitabın yazarı hakkında hiç bir bilgi bulamadım. Bilen varsa söylesin lütfen.

Evet. Yaşar Kemal efsanelere ve halk söylencelerine yürekten bağlı kalmıştır ama bu romanın insan psikolojisinin derinliklerine kadar indiğini düşünmüyorum. Dostoyevski ile karşılaştırırsak diz altına kadar ancak girmiştir bu derinliğin. Hikaye tatında okunabilecek bir eser. Güzel bir konusu var, okumanızı tavsiye ederim.

Daha çok savaşların yıkımını ve insanların çıkarları için gerçekleştirdikleri kötülükleri vurgulayan kitap bunu mistisizm ve bilim kurgu tarzında dile getirmiş. Özellikle Çin'in Tibet'e uyguladığı zulme gödermeler yapıyor. Lobsang'ın aynı soruları sorup durmasından ve bazen gereksiz ayrıntılarda dönüp dolaşılmasından sıkılabilirsiniz ama ilginç bir kurgusu olduğundan okunabilir. Bu arada yazar Lobsang Rampa kitaptaki ana karaktere kendi adını vermiştir. Ayrıca kitaptaki karakter gibi Tibet'te doğdu, budist bir rahipti ve ayrıca doktordu. Hayatının son demlerinde Kanada'ya yerleşmiştir.

George Orwell 'in Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı eserinden sonra tam da okunulacak bir kitapmış.
Rejimin düşük sınıftaki insanların hayatıyla nasıl oynadığını göreceksiniz.
Dünyada günümüzde dahi o kadar çok zulüm ve katliam var ki kitabı dehşet içinde okumam gerekirken sıradan bir hikaye gibi okudum. İkinci ve üçüncü kitabı da okuyup yorumumu yazacağım.

Kitap baştan günümüz toplumunu Büyük Birader'in totaliter toplumu ile karşılaştırmama neden oldu. Özellikle "Çiftdüşün" ile toplumun nasıl uyutulabildiğini gözler önüne seren yazar, değil 1984'ü bence tüm zamanları kapsayan bir eser oluşturmuş. "Yenikonuş" ile bir dilin nasıl fakirleşebileceğini göreceğimiz eserde ayrıca insanların da düşünce yapısının tektipleştirilerek düşünce çeşitliliğin fakirleştirildiğini benzer olarak göreceğiz. Dil ile insan aklının değişim sürecinin birbirine olan bu benzerliğini de farketmemek mümkün değil. Bazı yorumlarda kitabın karamsarlığından bahsedilmişse de günümüz dünyasını oldukça iyi yansıtan bu distopyanın yaşanmadığını ya da yaşanamayacağını kimse iddia ademez...