E-Dergi

Okuduğum en iyi kitaplardan biriydi. Yaşadıkları dönemin en önemli üç ismi Ömer Hayyam, Hasan Sabbah ve Nizamülmülk'ün İran coğrafyasında kesişen hayatları. Anlatım mükemmel, dil su gibi akıyor.

Mimari üzerinden modern ile klasik, yaratıcılık ile esinlenme karşılaştırmasının yapıldığı eserde çok akıcı bir dil kullanılmış. Toplumda kendine yer edinmiş ve gücü elinde tutanların toplumu yönlendirmesi, buna başkaldıranların mücadelesi çok güzel ele alınmış.

"Kavuşamayan her sevgilinin kırıktır kanatları."
Ortadoğu'da zengin bir ailenin kızıysanız işiniz çok zor... Kaderiniz toplumda sözü geçenlerin iki dudağının arasında...
Karşı gelirseniz cezası, toplumdan dışlanmak, doğduğunuz, var olduğunuz topraklardan sürülmek ve yaşam hakkınızın (sadece sizin de değil tüm ailenizin) elinizden alınması...
Kabul ederseniz canlı canlı mezara girmekten bir farkı yok...
İşte Selma da yaşarken o mezara girenlerden...
Kalbi başkası için atarken, bedenen bambaşka bir hayata sürüklenenlerden...
Bu kitapta bir yandan anlatıcı ile Selma Karamy arasında geçen hazin aşk öyküsünü okurken, bir taraftan da kadının toplumdaki yerine, şu sözü geçenlerin ikiyüzlülüğüne ve diğerlerinin çaresizliğine şahit olup kadere isyan ediyorsunuz, tıpkı Selma gibi...

İçinde kimisi hala geçerliliğini koruyan bin yıllık öğütler bulunan yazıldığı çağa göre önemli bir eser. Ancak ben okurken bir süre sonra sıkıldım, çünkü tekrar eden çok fazla nasihat var.

Kısaca savaşın içinde bir aşk...
Hikaye güzel, çeviri iyi. Kitap akıp gidiyor.