Toplam yorum: 3.075.691
Bu ayki yorum: 2.567

E-Dergi

Mustafa Karagöz Tarafından Yapılan Yorumlar

30.11.2012

Konusunun belli bir alt yapı gerektirdiği doğru. Ama bence kitabın anlaşılmamasının esas nedeni, tercümesinden kaynaklanıyor. Önsözden bir örnek: "Tarihsel deneysel karşı-bilgi eleştirisini hazırlayan aşağıdaki düşünceleri felsefi tarih incelemesine karşı mı yapmak istiyorum?" (s. 7).
Bir başka örnek "Kaç kereler herhangi asıl özler son ögeler olarak, bunların hareketleri de basit gerçek güçlerin doğrudan bütüncül belirtileri olarak sayılmıştır, ta ki burada da birçok gücün sonuçları pek çok basit elementin biçimlerinin söz konusu olduğu neticesi ortaya çıkana kadar." (s. 52). Bu cümlelerde öyle fazla bir teknik terim gözükmüyor. Ama ben anlayamadım. Anlayıp da anlatan olursa sevinirim.

Kitabın orijinalini görmedim. Ama bence "Kaç kereler herhangi asıl özler son ögeler olarak, bunların hareketleri de basit gerçek güçlerin doğrudan bütüncül belirtileri olarak sayılmıştır..." ifadesini ben olsam şöyle tercüme ederdim: "Çoğu kez, asli özler (cevherler) tali ögeler olarak, bu özlerin hareketleri (arazları/sıfatları) de basit gerçeklerin ayrılmaz ögeleri olarak kabul edilmiştir..."
26.04.2012

Kitabın yazarı, aslında zor olan bir konuyu güzel sayılabilecek bir şekilde ele almıştır. Kitabı bence önemli kılan bir husus da, Türkçeye tercümesinin mükemmele yakın bir şekilde yapılmış olması. Bu açıdan mütercimi kutlamak gerekir. Nitekim bu kitabın 116-125 sayfaları, Hans Meyerhoff'un "Zamanımızda Tarih Felsefesi" adlı derleme kitabında da (s. 246-254) yer almakta, fakat Meyerhoff'un eserindeki tercümenin anlaşılmasının oldukça güç olduğu görülmektedir. İki çevirinin mukayesesi için Hans Meyerhoff'un adı geçen eserinin tercümesiyle Walsh'ın eserinin tercümelerinden birer örnek cümleye burada yer vermek istiyorum:

I- Walsh: Tarih Felsefesine Giriş (s. 116): "Tarihçiler arasında bilfiil anlaşmazlığa yol açan temel faktörlerin şu dört başlık altında gruplandırılabileceği görüşündeyim. Birincisi, ister bireylere ister bireylerin mensup olduğu sınıflara yönelik olsun, şahsi sevgi ve nefretlerdir"
II- Zamanımızda Tarih Felsefesi (s. 246): "Aşağıda dört ana başlık altında grulandırılmış olan tarihçiler arasındaki anlaşmazlık için başlıca etkenlerin şunlar olduğu öne sürülebilir. Birincisi, kişilerin sınıfları ya da bireyler için olup olmadığına göre kişisel beğeniler ve beğenmezlikler."
Not: Her iki kitap da Hece Yayınlarından çıkmış.
14.03.2012

Eseri, hacmi küçük olmasına rağmen, içerdiği derinlikler göz önünde bulundurulduğunda geniş referanslar içeren bir kitap olarak nitelendirmek mümkündür. Yazarın felsefi birikiminin yansımaları eserde bariz bir şekilde görülmektedir. Felsefi üslubuna ve kısmen felsefi içeriğine rağmen, eserin dilinin anlaşılabilir olduğu rahatlıkla söylenebilir. Ancak bunun bir istisnası, eserde konu gereği yer alan terimlerdir. Bu terimlerden bir kısmı dipnotta ya da eserin sonunda açıklanmış olsaydı daha faydalı olabilirdi. Eserle ilgili söylenebilecek bir diğer husus, adının çağrıştırdığının ve Sunuş yazısında "Herhangi bir bilimsel bilgi ya da disipline uzmanlık düzeyinde temas kurmamış bir ilgi dünyasını beslemek" şeklinde ifade edilen amacın aksine, eserin özellikle belli bölümlerinin tam olarak anlaşılabilmesi için nispeten de olsa belli bir birikime sahip olmayı gerektirmesidir. İslami ilimlerle ilgilenenlere farklı bir bakıç açısı ve ufuk kazandıracak bir eser.
07.03.2012

Cabirinin İslam Felsefesi alanındaki eserlerinden sonra, ve vefatından kısa süre önce Tefsir alanında eserler vermesi çok güzel bir durum. Eserin tercümesi genel olarak iyi ve anlaşılabilir. Ancak kelimelerin eklerinde, belki de dizgiden olsa gerek, sık sık hatalar göze çarpmaktadır.
19.02.2012

Kitabın çevirisini hiç beğenmedim. Çevirmen bu kitabı Türkçeye kazandırarak bir hizmet yapmayı amaçlamış olabilir. Bunu saygıyla karşılıyorum. Ama dili hiç anlaşılmıyor. Bu kitabı, yayınlanmadan önce çevirmenden başka hiç kimse okumadı mı? Redaktörü vs. yok mu? Ya da yayınevleri, çeviri kitapları hiç bir değerlendirmeye tabi tutmadan doğrudan mı yayınlıyorlar? anlayamadım doğrusu. Ayrıca böylesine anlaşılmaz bir üslup ve dile sahip bir çevirinin HECE yayınları tarafından yayınlanmasını da doğrusu hayretle karşıladım. İlaveten şunu belirteyim: Kitabın konusu itibariyle zor olduğunu kabul ediyorum. Kastettiğim bu değil. Kastettiğim şey, çevirinin güzel olmayışı nedeniyle ortaya çıkan anlama zorluğu.