Toplam yorum: 3.075.624
Bu ayki yorum: 2.500

E-Dergi

HÜLYA ER... Tarafından Yapılan Yorumlar

28.07.2008

kitabı can dündar yayına hazırlamış.çeşitli konu başlıklarına ayırıp kitabı daha kolay okunur hale getirmiş. öze sadık kalmak amacıyla eski türkçe kelimlerin bazılarını değiştirmeyip dipnotlarda günümüz türkçe karşılıklarını belirtmiş.

kitapta atatürk ile latife hanım'ın nasıl evlenip nasıl ayrıldıkları, zübeyde hanım'ın ölümü, mustafa kemal'in yemek sofrası ve orada konuşulanlar...vb olaylar, bunların yakınen tanığı olan salih bozok tarafından, salih bozok'un deyişiyle tarafsız bir hisle kaleme alınmış.(ama tabi tarafsız olduğu pek söylenemez. zira salih bozok, atatürk'ü ölesiye seviyormuş.o kadar ki o öldüğünde intihar etmeye kalkmış. ama kurşun kalbini biraz geçtiği için ölmemiş.)

çok kapsamlı, derinlikli bir kitap değil.basit,sade.
27.07.2008

menemen'de 1930 yılında meydana gelen olayı, failler boyutunda inceliyor kitap. kubilay hakkında da bilgiler veriyor tabi ama esas çıkış noktası bugüne kadar çok irdelenmemiş olan, mehdilik iddiasında bulunan giritli mehmet'i ve ona inananları ele alıyor. bunu yaparken içinde bulunulan sosyolojik yapıyı, atatürk'ün ve diğer devlet erkanının olaya yaklaşımını, olay sonucu alınan kararlar ve tedbirleri anlatıyor.

ayrıca türkiye'deki tarikatlare kısaca değinip, mehdi inancını anlatıyor.

menemen olayı, zannederiyorum ancak bu kadar sade ve yalın anlatılabilir. yer yer dönemin gazetelerinden mini kupürler, karikatürler içeren kitap 239 sayfa olmasına rağmen anlaşılır ve akıcı anlatımıyla kısa zamanda bitiyor. hatta bir oturuşta.
24.07.2008

kitabın dili hakkında üç beş kelam etmek gerekirse; çok basit. çok sıradan.pek yeni birşey söylemiyor. zaten kitap tamamen alıntılardan oluşmuş. hulki cevizoğlu'nun ceviz kabuğunu doldurmayacak kadar az yorumu var.

bir de kitapta h.cevizoğlu'nun çanakkale'de çekilmiş resimleri var.açıkçası biraz komiğime gitti. sivas kongre salonunun yanı başındaki mustafa kemal'in odasında resmi var. yatağın yanında durmuş, poz vermiş. sonra mustafa kemal'in haberleştiği tarihi telefon başında, telefon kulağında konuşur gibi poz veriyor.
24.07.2008

kitap soru-cevap şeklinde.

mustafa armağan, diğer kitaplarında olduğu gibi yine osmanlı'ya ve daha genelde tarihimize klasik tarih ders kitaplarında öğretildiğinden farklı bir bakış açısıyla yaklaşmamızı istiyor. yani mesela sevr'i utanç belgesi, lozan'ı zafer anıtı olarak görmemiz ne kadar doğru, bunu sorguluyor. zira lozan'da başaramadığımız pek çok konunun -örneğin yunanistan'dan savaş tazminatı alınamaması gibi-gözardı edildiğini söylüyor.

hacivat ve karagöz neden öldürüldü filmine de değiniyor. ve filmin baştan aşağı yanlışlıklarla dolu olduğunu söylüyor. en ilginci de hacivat ve karagöz'ün aynı dönemde hatta aynı yüzyılda bile yaşamadıklarını belirtiyor.

osmanlı'nın gerileme dönemi diye ayrıştırılan dönemin aslında kendi içinde pekçok gelişmeye sahne olduğunu, osmanlı'yı küçümseme gibi bir sendromumuz bulunduğunu, matbaanın geç gelişinin nedenlerini, bunun gavur icadı diye değil, başka gerekçelerle olduğunu...vb anlatıyor.

okumayan,araştırmayan ve sorgulamayan adama aydın denilen tek ülke türkiye'dir diyor ve
tarihi incelemek , kendimizi incelemektir diyerek kitabı noktalıyor.
24.07.2008

kitap daha geçen yıl yazıldığı için hala kolaylıkla hatırlayabildiğimiz meselelere değiniyor. hrant dink cinayeti, türkiye'ye şeriat gelecek mi?, islamcılık, el kaide iran ve türkiye, ahmedinejad, bin ladin, erke...

köşe yazılarından oluşan kitaplarda eksik bulduğum nokta, yazının yazıldığı tarihin belirtilmiyor oluşu. neden tarih yazılmıyor anlamıyorum.

kitap kolay anlaşılır, akıcı bir dille yazılmış. okuması keyifli.