E-Dergi

Romanımızın kahramanı Stavro'nun, anne ve ablasını ararken başından geçen olayları konu alıyor kitap. Romanya'dan başlayıp, İstanbul, Diyarbakır, Lübnan ve daha bir çok farklı yerde ve diyarda devam ediyor hikaye.

Ömründe hiç tiyatro okumayan birine bile kendini sevdiren bir eserdir. Akıcı ve basit bir anlatımı vardır. Lakin karakterler o kadar iyi anlatılmış ki kendinizi o kişilerle birlikte o sahnenin içinde hissediyorsunuz.

Kitabın adı "BUNU HERKES BİLİR" Çünkü hoca bizi bilgisiyle, kültürüyle
tokatlamak istemiş. İçindeki hiçbir şeyi bilmiyordum. Bildiklerim de yanlışmış
zaten. Tarihin tatlı küçük yalanları oldukları ortaya çıktı.

Örümcek Ağı’nı okurken hep bir tiyatro oyunu havası var bunda ya da bundan iyi tiyatro oyunu olur diye düşündüm. Okuyup bitirdikten sonra araştırdığımda bu kitabın aslında bir oyun olduğunu ve ilk defa 1954 yılında Londra’da sahnelendiğini öğrendim. Hatta Christie’nin en çok sahnelenen ikinci oyunudur. Buna rağmen yazım şekli bir tiyatro oyunu şeklinde değildir. Bir romandan farkı yoktur. Tek fark olayların geçtiği sadece bir mekan var.

Sanat, felsefe, mizahla bezenmiş bir kitap. Okuması oldukça dikkat istiyor. Toplumsal eleştiriler hem çok keskin hem de çok komik. Okurken beni bu kadar güldüren, aynı zamanda düşündüren bir kitap olmamıştı.