Toplam yorum: 3.077.822
Bu ayki yorum: 4.700

E-Dergi

josefk Tarafından Yapılan Yorumlar

19.08.2014

Serbes "on numara" bir roman yazmış. Kitabın jargonundan kurtulamadığım için böyle söyledim. "Senegal"in bunaltıcı sıcaklarına rağmen elimden düşüremeden okudum. Hatta, bir ara, aman azar azar okuyayayım çabuk bitmesin yazık, diye düşündüm. Abartmiyorum. Çağlar İyice gibi samimi olmaya çalışıyorum. Ne demeye getirdiğimi romanı okuyanlar bilecektir. Serbes, yazdıklarıyla yaşam pratiği arasındaki mesafenin sıfır noktasına en yakın, dobra vicdana sahip, hadi biraz irtifa kazanalım, Heidegger'ce söylersek "otantik" bir "adam". Ne demek istediğimi Heidegger bir güzel açıklamış zaten. Serbes'in karakter yaratmadaki başarısı, kurgudaki ustalığı, hele de o humorla karışık canım kederi, nefis Uyar gönderisi, yanına Tanpınar ve Atay'ı gayrı ihtiyari konuşlandırmama sebep oluyor. Bunları, böylesi güzel bir roman okumama vesile olan sevgili emrah Serbes'e teşekkür babında yazıyorum. Ne yazarsa yazsın okuduğum okumak istediğim yazarlardan Serbes. Toptaş gibi' Anar gibi, Varol gibi... Şu ana kadar öyle.
25.11.2013

Koçak'ın şiir eleştirisi üzerine yazdığı ilk yekpare kitap, bildiğim kadarıyla. Daha çok, Defter, Virgül, Toplum ve Bilim ve saire dergilerdeki yoğun ve merkezkaç kuvvetli ya da çok merkezli denemelerinden tanıdığımız yzar, Bahisleri Yükseltmek'te adeta bir sondaj çalışmasına girişerek Uyar'ın şiiri üzerine çok farklı bir bakışla derinleşme çabası içine girmiş. Uyar şiirini, kendi bakışıyla değerlendirirken, şiirin kendisinin konuşmasına incelik ve dikkatle müsaade etmiş. Her metniyle olduğu gibi bu çalışmada da, okura metin karşısında kendi yetersizliğini duyursa da yarattığı zihinsel çakım ve kıvılcımlanmalar, bir yerden sonra, izlek kadar, üslubun da bir cezbe kaynağı haline gelmesini sağlıyor. Hasılı, her yazdığı zorlu ama dikkatle ve zevkle okunacak bir eleştirmen Koçak. Bahisleri Yükseltmek bunun güzel bir örneği.
30.04.2013

Hasan Ali Toptaş üslubunun ayrıksı ve güzel bir örneği, heba. Kitabın adı ve yazarı konmamış olsaydı bile okurca, dilin yoğunluğu, üslubun şiirselliğinden bir Hasan Ali Toptaş romanı olduğu rahatlıkla anlaşılabilecek bir roman Heba; ama önceki romanlardan ayrı bir yerde durmayı da bilen. Kitaptaki yemek tarifi (kitaptaki en güzel pasajlardan biridir bence)nin anlatılışındaki dilsel incelik ve yetkinlik bile bu romanın değerine ışık düşürür kanımca.
17.03.2012

"Romalılar insanlar için öldü demezler, yaşadı derlermiş: Vixit.", "Yoktur umut; ama çalışmak gerektir." kabilinden okurun içine işleyen, daha birçok metinlerarası gönderisi olan sakin, sıcak, yaşama sevgisi aşılayan hikayeler var bu kitapta. Abartılı gelebilir ama, bazı hikayeleri okuduktan sonra, bende yarattığı duyguların etkisinden olacak, tutup kitabı öpmüştüm. Dili kullanma konusundaki özgünlük, atmosferin usul usul, perde perde oluşturuluşu...Düzyazı yazmanın şiir yazmaktan farklı olmadığını düşünen bir zihnin kaleminden çıktığını bütün görkemiyle ama bir o kadar da tevazuyla ruhunuza, içinize nakşeden hikayeler.
01.12.2011

Okurken, öncelikler size kendinizi, tükettiğiniz yaşamınızı hatırlatan, ardından, aynı ruh ikliminde soluklanan Godot'yu Beklerken'i, Çador'u, Oblomov'u, bir tekrarlar dizgesi olmasıyla Yüzyıllık Yalnızlık'ı anımsatan güzel kitap. İnsanın kendi hayatında, bir "nirengi" noktası belirlemesinin önemini vurgular kanımca. Böylesi güzel bir romanın daha dikkatli ve iyi bir çevirmence dilimize kazandırılmış olması gerekirdi, diye de düşünmeden edemiyor insan romanı okurken.