E-Dergi

Hemingway'in sade ve içten anlatımı ile kendimizi savaşın ortasında buluyoruz. En ufak bir detayı bile atlamayarak türlü betimlemeler içerisine giren Hemingway, savaşın ne denli yıkıcı bir etkiye sahip olabileceğini, bir aşk öyküsünün de katkısı ile bizlere sunuyor.

Halkla İlişkiler'in Anayasası gibi bir şey olsa gerek bu kitap. Ivy Lee'den P.T Barnum'a, Betül Mardin'den Alaeddin Asna'ya, her şey ve herkes hakkında bilgi mevcut.

Öğrenciler için, sadece ders döneminde kullanılıp kenara atılacak bir kitap değil bu. Hayatın her alanında işe yarayacak bilgiler mevcut içerisinde. Müge Elden'i tebrik ediyorum.

Olay örgüsü güzel bir şekilde ilerliyor fakat katili bulmamıza yönelik pek bir ip ucu elde edemiyoruz. Kitabın genel gidişatı, katilin sürpriz bir şekilde bulunacağını düşündürürken beklentileri karşılayarak bu şekilde de sonlanıyor. Başkomiser Galip ile, ekipten ziyade yekten takılan bir tipleme yaratılmış, bu da kendisine dedektif havası katmış.

Tahsin Yücel, Selami Harici'yi sevmemizi mi istedi, yoksa tam aksini mi emin olamadım fakat Harici ailesi için yapılabilecek yegane tanım, "Fransız etkisi altındaki Türk entelektüelleri" olacaktır. Kitap ekseriyetle kendinden uzaklaştırmasına rağmen inat edip okunduğu zaman bir şeyler kazandığını hissediyor insan, ama bunların ne tip şekilleneceği bireyin zihnindeki devinimlerine bağlı ve bunu bilmek çok zor.