E-Dergi

Sibirya' dan Almanya'ya savaştan dönen bir genç. Döndüğünde ne ailesi aynı kalmıştır ne de bıraktığı ülkesi. Bomba istilasinda oğlu yitmiştir, kimin umrunda! Bahseder yavaş yavaş yıkımlardan, ölümlerden, sorumluluklardan, kendini kaybedişten ve bir parça ekmek ve yatacak yer bulabilmek için yokluğunu temsil ettiği kapıları çalar, gördüklerine sorar: vicdanınız rahat mı? Hoyrattır, karnı tok sırtı pektir onların, ya dışarda kalanlar?
Nasyonal sosyalizmin yıkıp geçtiği kişilerden biridir yalnızca.
Behçet Necatigil kitap çevirisine talip olur ve onay alır, daha sonra özetle eser antimilitarist bulunur ve onay almaz.
İlk kez 1959'da İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Gençlik Tiyatrosu tarafından sahnelenir ve tanıtım broşüründeki yazıyı Haldun Taner kaleme alır.
Kapıların Dışında, profesyonel olarak ilk kez 93-94 sezonunda İstanbul Devlet Tiyatroları'nda Özgür Erkekli'nin yönetmenliğinde sergilenir.
Bir tiyatro metni okumayı sevdiren başka bir eser olur mu bilmem, ben bu kitapla sevdim!

Japon ve Çin savaşının çan sesleri ve doğum mücadelesi ile başlıyor kitap. Kadınlar üzerinden ilerleyen, son erkek çocukla beraber taçlanan 9 çocuklu yaşayabilme mücadelesi. Ülkeler farklı da olsa erkek çocuk egemenliğinin sürdüğü toplumsal bir yapı ele alınıyor ve kadınların ne kadar güçlü olabileceğinin altını çizerek ilerleyen sanki hayal aleminde ilerleyen çok güzel bir kitap. Ekmek uğruna yaşanan fedakarlıklar, aşk uğruna biçilen kaftanlar ve güç uğruna harcanan sürekli bir ben varım sen yoksunu içeren ölüm kalım mücadelesi. Kitabın adı, kendi benliği içinde yoksun ve sessiz kalan erkek çocuğun ailesi içindeki güvenini bulmasını sağlayan simgeleşmiş özneden ibaret. Meme varsa süt var, süt varsa umut var.. ve analarımız..

Peyami Safa mı?

12 yaşında bir çocuğun gözünden anlatılmaya başlayan hikaye Fransa, Cezayir, Rusya, İngiltere, Almanya, Yunanistan..kısaca bir çok ülkeyi kısmen içine alan, arka planda kalmış gibi görünse de, aslında demokrasinin özünü anlatmaya çalışan, bunun yanında devrimler, kaçışlar, vurgunlar, hilekarlar, aşklar, rastlaşmalar ve kaderin izlediği yol hakkında ana hat çizen hoş bir roman. Eser adları, satranç, langırt ve matematik üzerine şekillenen ve dramatik aile ilişkilerini de kapsayan çocukluk içinde olgunlaşmaya çalışan bireyin devinimli hisleri.. Mandarinler romanı ile konu açısından denk düşmese de politik ve siyasi mizacı ele alması ve Fransa temalı ilerlemesi bende yakın bir fikir oluşturdu. Tavsiyedir.

2yaş altı çocuklar için fazla yazılı metin var daha sonrası için okunabilir