E-Dergi

Ne zamandır kütüphanemde Yiğit Özgür'den bir eser istiyordum ve sonunda bu kitap ile başladım. Gerçekten bir başyapıt. İlk kitabına kıyasla bunun daha kaliteli olacağını düşünüyorum; neticede Uykusuz'un başlaması ile birlikte Yiğit Özgür'ün daha da özgün ve kaliteli bir seviyeye geldiği düşüncesindeyim. Üçüncü kitabı da çıkacak olursa kesinlikle temin edeceğim. Bazı esprilerini tekrar tekrar okuyup sesli güüyorum, o kadar güzel. :)
İyi eğlenceler dilerim.

Oral Sander'in beni hayal kırıklığına uğrattığını söylemeliyim. Tarihi öğrenerek ve eğlenerek okuma niyetindeydim ve bu kitapla doğru bir tercih yaptığımı düşünüyordum. ancak devam kitabını bile okumayacağım. Öncelikle ilk çağlar ve 1700'ler Avrupa tarihi, rönesans gibi dönemlere kadar daha keyifliydi; ancak Türk tarihi odak noktası olduktan sonra sıradan ve sıkıcı bir ders kitabından hiçbir farkını göremedim. Ayrıca güzel betimlemeler yapabilmek için klasik eserlerden kesitlerle o kitapların sonunda ne olduğunu söylemiş. Okuyacak arkadaşları uyarmak isterim: Örneğin ben Anna Karerina okumamıştım ve Oral Sander sağolsun şu saniyeden sonra okusam da finalini bilerek maksimum keyif alamadan okuyacağım. Eğer o kitaptan bir örnek verilecekse de, cümlenin başına "kitabı okuyanların bileceği gibi..." gibi bir ibare eklenirse, nam-ı diğer *spoiler* almak istemeyen kişiler o cümleyi atlayabilirlerdi. Anlatıma da muazzam bir katkısı yoktu ayrıca o cümlenin. Sadece sinirlendiğimle kaldım! İyi bir öğretmen ve araştırmacı olabilirsin belki, ama iyi bir yazar değilsin Sander.

Uzun süredir Nazım Hikmet'ten bir eser okuma niyetindeydim ve bu romanı nasip oldu. Öncelikle romandan ziyade bir nevi kendi hayatını baz aldığı rahatlıkla görülebiliyor. iddialı bir roman okuyucusu olarak daha güzel yazılabilecek kısımlar olduğuna inanıyorum; ama yazar bize burada herhangi bir kurgudan ziyade yaşadıklarının kendisinin ve başkalarının bakış açılarından değerlendirilmesini sunmuş. Okuduktan sonra da yine bir değerlendirme bize düşüyor. Keyifli okumalar.

Animeyi izlemenin üzerine, kendime bir şölen hediye ettim adeta. Hem unuttuğum detayları hatırlıyorum -4 yıl önce izlemiştim- hem de orijinal çizimlerin keyfini çıkarıyorum.

Bu ciltte Misa geliyor, Light için işler biraz daha karmaşık bir hâl alıyor. Kurgudaki zirve noktalarından ilkine fazla bir yol kalmadı, takipte olun manga dostları.

Bu E.Şafak'tan okuduğum 6. kitap oldu. Denemelerin bazıları oldukça keyifli ve manidar, insanı düşünmeye sevk edip yaşamı, eylemlerini sorgulatıyor. ancak Elif Şafak oldukça yüksek dozda "kadın" öğesini kullanıyor gerek kurgu eserlerinde gerekse denemelerinde. Her ne kadar çoğu görüşü ile hemfikir de olsam, bir süre sonra bu konuları işlemenin takıntı boyutunda asıl amaçlarının önüne geçebileceğini, belki de çoktan geçtiğini düşünüyorum. Dilerim ki gelecekte biraz daha geniş bir çerçevede, daha objektif ele alabilir konuları. Haksız demiyorum, ancak fazla tek-nokta-odaklı ilerliyor ne yazık ki. Üslubuna zaten hayranım, söyleyecek söz yok. Ancak bazı az duyulmuş kelimeleri de sık sık kullanması, yazıdaki akıcılığı ve okuma sevdasını alabiliyor. Misal, Farsça - Türkçe ve İngilizce kökenli kelimeler aynı cümle içinde kullanıldığında, bu bir kültür şöleni ve kaynaşmasından ziyade, aynı yerde bulunmaması gereken varlıkların beraber yaşamaya çalışması gibi geliyor bana. Öznel fikrim elbette. Keyifli okumalar.