E-Dergi

Serinin dördüncü kitabı olan Sır Kehaneti’nde Gregor hem hastanedeki annesini ziyaret etmek hem de kemiren dostu Ripred’in ekolakasyon derslerine katılmak için düzenli olarak yer altına inmektedir. Bu ziyaretlerinin birinde bebekken öldürmekten vazgeçtiği Felaket’i ve onu sıçanların kralı yapmak isteyen diğer sıçanları görünce yer altının yeni bir felaketle karşı karşıya olduğunu anlar. Fakat bu defa kehanet odasında duvara kazılı kehanet yoktur.
Felaket Kehanet’inde kaybolup Kan Kehaneti’nde farelerin yardımıyla hayatta kalmayı başardığı ortaya çıkan yer altı kraliçesi Luxa’nın tacının bir fare tarafından Regalia’ya geri getirilmesi üzerine yola çıkan Gregor ve arkadaşları Sır Kehaneti’nin aslında ne kadar da göz önünde olduğunu fark ederler. Bu kitabı okuduktan sonra beşinci kitabı okumak için sabırsızlanacağınızdan eminim.

Serinin üçüncü kitabı olan Kan Kehaneti’nde eline ulaşan bir not üzerine Gregor yeniden yer altına iniyor. Bu defa annesi de Gregor ve küçük kız kardeşi Bot’a eşlik ediyor. Kan Kehaneti’ni çözmek için yer altı dünyasında çıktığı yolculukta kaybettiklerini bulan Gregor, serinin bu kitabında aile sırrını komşuları Bayan Cormaci’ye söylemeye karar veriyor. Kan Kehaneti’ni de diğer iki kitap gibi elininzden düşürmeyeceğinize inanıyorum.

Serinin ikinci kitabı olan Felaket Kehaneti’nde kardeşi böcekler tarafından kaçırılan Gregor, kardeşini eve geri götürmek karşılığında yer altı halkının başındaki felaket kehanetini çözmeye söz veriyor. Birinci kitapta bağlandığı uçucusu Ares, kardeşi Bot, Luxa ve diğer dostlarıyla yorucu bir yolculuğa başlıyorlar. Yolculuğun süresince ve nihayetinde Gregor’u sürprizler bekliyor. Serinin ikinci kitabından da büyük keyif aldım. Tüm kitapseverlere tavsiye ederim.

Suzanne Collins bu kitabında da tarzının dışına çıkmamış. Fantastik kurgusu, kitabı bir günde bitirtecek kadar sürükleyici. Yalnız bu kitapta “Açlık Oyunları” serisindekinden daha fazla hayal ürünü unsur yer alıyor. Bu yönüyle bazı okurlar tarafından çocuksu bulunabilir.
Bir okur olarak kitapta hoşuma gitmeyen tek şey: ana karakterden on bir yaşında bir çocuk olarak bahsedilmesi. Çünkü kitabın bazı bölümlerinde çocuğun ancak bir yetişkinden beklenen sözleri söylediğini ve bir yetişkinin cesareti ve becerisiyle hareket ettiğini okuyunca, bana katılan başka okurlar da olacaktır. Eğer buna takılmazsanız, kesinlikle bir günde okuyup bitirebileceğiniz; sürükleyici, fantastik ve akıcı bir kitap. Tüm okurlara gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.

Kumar masasında rakiplerinin elini tahmin etmeye çalışan bir adamın beyninin alışılmışın dışındaki gücünü fark etmesi sonunda gelişen nefes kesici olaylar dizisinin anlatıldığı bu kitaptan büyük keyif alacağınızdan eminim. Ben zevkle okudum, tüm okurlara tavsiye ederim.