E-Dergi

Otoriteye, makinalaştırmaya büyük bir başkaldırı... Kişi ne kadar toplumca kabul edilemez de olsa onu kendi benliğinden tamamen kopardığınızda bunun daha büyük bir felaket olduğunu gözler önüne seriyor Burgess.

Kısacık ama fazlasıyla etkileyici bir kitap. İlk bakışta bir insanın sapkın duygularını hayata geçirmesi gibi görünse de aslında insanlar arasındaki ayrımcılığın intikamını alan bir karakter çıkıyor karşınıza ve artık o karaktere kin duyamıyorsunuz. Herkesin okuması gereken harika bir kitap.

Yazarın olayları birbirine bağlaması gerçekten profesyonelce. Hikaye de sıkıcı değil, büyülü bir anlatımı var. Ama nedense ben bu kitaba fazla ısınamadım. Belki de yorumları okuduktan sonra beklentilerim fazla yükseldi ve kitap bunu karşılamadı. Ama yine de gayet iyi bir kitap.

700 küsür sayfalık cüssesine bakıldığında korkutsa da birkaç gün içinde okunuyor. Okurken kimi yerde ağlayıp, kimi yerde kahkahalarla güldüm.

Hrant'ın Türklerden çok bu topraklara bağlı olması, aldığı tehditlere rağmen yine de buralardan vazgeçememesi sık sık gözlerimi yaşarttı. Hrant'ın asla birçok Ermeni gibi katı bir politikası olmadığı, her sorunun diyalogla, anlaşarak çözülmesi gerektiğini savunduğu ve bu nedenle yine birçok Ermeni grupla ters düştüğü açıkça anlatılmış. Medyanın bu 'ürkek güvercin'i nasıl adım adım öldürülmeye götürdüğünü de şaşkınlık içinde gördüm. İnsanların -her kim olursa olsun, eğitim durumu fark etmeksizin- karşısındakinin ne söylediğine bakmadan, söylenen sözleri cımbızlayarak göz göre göre halkı ajite etmesine de lanet okudum.

Velhasıl okunması ve ders çıkarılması gereken bir kitap, Tekrar bu tür acıların yaşanmaması için...

Bu kitabı okuyup etkisinde kalmamak mümkün değil. Orhan Pamuk Türkiye'nin sorunlarına objektif bir bakış açısıyla değinmiş ve mükemmel bir roman ortaya koymuş. Yazar o kadar gerçekçi bir şekilde yazmış ki, olayın geçtiği yerlerde sanki daha önce bulunmuşsunuz gibi hissetmenize neden oluyor.