E-Dergi

Orhan Pamuk romanları okumadan önce bu kitabın okunması çok yerinde olabilir. Yaşamının ve en çok da aşık olduğu İstanbul'un; kitapları ve hatta yarattığı karakterleri üzerinde etkisini, kendinden ne çok şey barındırdığını romanlarını okudukça fark eden okur mutlu olacaktır. Ve hep söylendiği gibi; yazarın yaşamı yarattığı dünyalardan ayrı tutulamaz!

Okurun yüzüne vurulan tokat niteliğinde bir okuma deneyimi. Tüm dünyada herkesin sevdiği ve çok masum gibi görünen masalların arka yüzünün ne kadar korkunç olduğunu görmek insanı ürkütüyor. Bunun yanında, çoğu insanlığa mal olmuş masalların ataerkinin vücut bulmuş hali olduğu ve 21. yüzyılda bile nasıl benimsendiklerini fark etmek üzücü. Özellikle çocuk yetiştirenlere şiddetle tavsiye olunur; zinciri biraz olsun kırabilmek adına.

Bitirdikten sonra Mina Urgan'ın sonsözü olmasaydı kitap okur için bu kadar anlamlı olabilir miydi diye düşündüm. Nefis çeviri ve sonsöz aslında kitabın köşe taşları. İş kültür müthiş bir iş çıkarmış.

Çocuk yetiştiren anne babaların ilk olarak çocuklarına bu kitabı okutmaları çok yerinde bir karar olacaktır. Benim gibi geç okumuş olmak yerine daha hayatın başlangıcında yaşıtlarına nazaran büyük bir tecrübe kazanabilirler. Ayrıca Küçük Prens ile sık sık karşılaştırıldığını görerek üzülüyorum. Küçük Kara Balık'ın yeri çok daha farklı ve anlamlı aslında. Çocuklarınızın Küçük Kara Balık'tan alacağı dersler çok daha fazla olacaktır.

Bu toprakların gerçeklerini hüzünlü bir aşkla soslandırarak nasıl da güzel anlatmış Mehmed Uzun. Hüzün ve çaresizliği Mehmed Uzun kadar iyi işleyen çok az yazara denk gelinebilir.