E-Dergi

ursula leguin' in daha sonraki bilimkurgu romanlarında kullandığı birtakım kavramları ortaya attığı veya nasıl ortaya çıktıklarını anlattığı birbirinden ilginç 8 hikayeden oluşan güzel bir bilimkurgu kitabı. benim ilgimi çeken en önemli şey, son hikayedeki 4lü evlilikler. hikayeye göre sabah ve akşam evlilikleri olmak üzere iki evlilik yapılıyor ve bu da iki çift üzerinden gerçekleşiyor. bizim dünyamızdaki cinsiyet kavramının olmadığı bu gezegende erkekler erkeklerle, kadınlar da kadınlarla evlenebiliyor. meraklıları mutlaka okumalı.

yaşamın dışına itilmiş insanların hikayeleri ilginç bir kurgu çerçevesinde yazılmış. romanda çok ciddi bir şiddet var. aslında bu, çöplükteki yaşamın zorluğuna kaşul olarak ortaya çıkan bir şiddet. böyle bir dünyada inceliklere yer yok çünkü. romanın bu tarafı beni biraz huzursuz etti doğrusu ve romanı bir türlü kendimi tam vererek okumaktan alıkoydu. belki de bihaber olduğumuz bir yaşamın tüm vahşiliğiyle gözümüzün içine sokulmasıydı beni huzursuz eden ya da bir gün bizim de çöplüğün bir parçası olabileceğimiz düşüncesiydi. ne de olsa biz kendi steril dünyamızda mutlu-mesut yaşamaktayız. evet, bu roman bizim steril dünyamıza sokulan bir çomaktır bence. şebnem işigüzel, olayları kurgu mu yoksa gerçek mi sorularıyla meşgul bir şekilde bize romanını merakla okutturmayı başarıyor. türkiye' den roman dünyasına ilginç bir yazarlık örneği daha, kesinlikle okunmalı.

yaşayan tarih vedat türkali' den 70li yılları anlatan güzel bir dönem romanı daha. 70li yılları somut olaylar çerçevesinde anlamak isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap bence.
türkali, romanda türkiye solunun 80 öncesinde din meselesine hastalıklı bakışını şiddetle eleştirmiş; fakat eleştirirken dozu biraz kaçırmış gibi. yine de meseleye çok cesurca yaklaşmayı başarmış.

biyoloji üzerine hazırlanmış başarılı bir çalışma. herkesin anlaybileciği bir dille yazılmış. şu anki lise biyoloji müfredatı da bu kitaptan çok fazla alıntı içermekte. bir biyoloji öğretmeni olarak derslerde tüm öğrencilerime tavsiye ediyorum.

Güzel bir dönem romanının ilk cildi olan bu kitap zamanına ışık tutarak bugün bile dikkatlice okunmayı hak ediyor. Dönem derken tek partili dönemden çok partili döneme geçiş, süreç içinde daha da zenginleşen toprak ağaları ile buna koşut olarak yoksullaşan köylüleri ve köylülerin biriken öfkelerini kast ediyorum. Vukuat Var' da Güllü ile Kemal arasında geçen aşk hikayesi işte bu toplumsal zeminin motif olduğu bir gerçeklikte anlatılmakta. Roman sonlarına doğru, romanın ismi neden Vukuat Var olmuş sorusunu sormaya başlıyorsunuz ve Kemal' in öldürülmesiyle işte bunun için vukuat var diyorsunuz. Fakat bu cevap, serinin ikinci kitabını okuyunca büyük bir yanılgıya dönüşüyor; çünkü Orhan Kemal bu sorunun cevabını ikinci cildin sonunda çiftliğin yakılmasıyla veriyor. Aslında gerçek vukuat çiftliğin yakılmasıyla gerçekleşiyor. Mutlaka okunmalı hem de dizisinin kitaba sadık kalınmadan çekildiği bu günlerde...