E-Dergi

Serinin 2. kitabı ve benim en çok beğendiğim kitap. Okumayı düşünenler için serinin 3 kitabını da birlikte almalarını öneririm. Zira ilk kitap hele 2. kitap öyle bir yerde bitiyorlar ki, kargo beklemekten geçtim, yakındaki kitapçıya gidip kitabı almaya bile sabredemeyeceksiniz.

Uzun zamandır okuduğum en iyi romandı. Arka arkaya serinin üç kitabını da okudum. 1. kitabın başlangıcı farklı ve ilgi çekiciydi. Açlık oyunları başladıktan sonra biraz sıradanlaştı. Klasik hayatta kalma mücadelesi... Ama sonlara doğru heyecan ve merak tekrar tavan yaptı. Kesinlikle tavsiye ederim.

Son zamanlarda İskender Pala hastalığı sardı sırayla tüm kitapların okuyorum. Genelde aynı yazaraın bir kaç kitabını okuduğunuzda birbirine benzerlikler dikkat çeker ama İskender Pala öyle değil her kitabında bambaşka bir dünya var. Babilde Ölüm İstanbul da Aşk da onlardan biri. Yalnız karakterlerin fazlalığı ve olayların hızı arada kopmanıza geçmişle bağlantı kurmanızda zorluğa sebep oluyor.

Gerçeklerle örülmüş harika bir roman. Yalnız sonu pek tatmin etmedi beni. Çarçabuk bitirilmiş hissi uyandırdı. Öyle bir kurguya, öyle bir heyecana böyle bir son yavan kalmış sanki. Ama yine de okuma isteğimi kaybettiğim bir dönemde tekrar okuma isteği uyandırdı bende. Hemen ardında Babil'de Ölüm İstanbul'da Aşk'a başladım.

Hikaye-i Bilal'den sonra uzun zamandır Hikaye-i Rabia'yı bekliyordum ve nerdeyse ümidimi kesmiştim. Kitap elime dün ulaştı akşam okumaya başladım ve bu gün bitti. Bir solukta okudum diye buna deniyor sanırım. Ama şunu da söylemeliyim ki Hikaye-i Bilal'i daha çok sevmiştim. Hikayesi, kurgusu insanı daha bi bağlıyordu kendine. Hikaye-i Rabia'da sanki bişiler eksik bişiler havada kaldı. Alelacele bitirilmiş, iyi başlanmış bir kurgu ama sonu bence aynı güzellikte getirilememiş. Ama bu kitabı 1 günde bitirmeme engel olmadı :)