E-Dergi

Aşk ancak bu kadar güzel anlatılabilir.Kitabın bölümlerinin fazla uzun olmaması da okunabilirliğini kolaylaştırıyor.Mutlaka ama mutlaka okuyun...

Boşa geçmiş bir hayat.Zamanın üst düzey rus bürokrasisinde yaşanan ayak oyunları da biraz olsun anlatılmış.

''Sabah işe giderken şehrin manzarasını seyrederim.Bacalardan çıkan dumanların arasında bir nokta kadar kalırım.Ve düşünürüm şehir mi ben de;ben mi şehirdeyim diye''(Kitaptan birebir yazmadım.Aklımda kaldığı kadarı ile yazdım.)Bu tasvir beni benden aldı.Küçük bir memurun çilekeş hayatı.Başkası tok yatsın diye fedakarlık edip kendisi aç yatan bir insan.30 yıllık memuriyet hayatında torpili olmadığı için fazla yükselemeyen sabırlı bir insan.Dostoyevskinin daha ilk romanı olmasına rağmen ileride dünya edebiyat tarihine damgasını vuracağı o zamandan belliymiş.

Birilerinin hayatının son bulması birileri için gündelik hayatın içinde sıradan bir olay olabiliyor.Hugo bunu son derece müthiş bir biçimde irdelemiş.Tasvirler harika.

Ben açıkçası Tolstoy'un Hacı Murat'a yanlı yaklaşacağını zannediyordum ama yanılmışım.Tolstoy adeta sanatsal bir dille durum tespiti yapıyor.