E-Dergi

fimleri izlemeden önce kitaplarını okumak adetimdir ama sevgili john da bunun tam tersi oldu. filmini izlediyseniz ya da kitabını okuduysanız diğeriyle vakit kaybetmeye gerek yok bence. çünkü ekstra bir şeyler yok. sadece kitabın sonuyla filmin sonu farklı. o da filmlerdeki mutlu son algısından kaynaklanıyor bence.

cihan aktaş ın romanları genelde sağ sol olaylarını gençlerin dilinden anlatıyor ama kitapların sonu çok havada kalıyor bana göre. kesin bir sonuç yok. romandaki kahramanlar ilerleyen yıllarda neler yapıyor açıklayıcı bir şekilde yazmamış. bana uzun mektuplar yaz da aynı şeyi yaşadım. belki farklıdır diye bu kitabı da okudum ama sonucu yine hayalkırıklığına uğrattı.

yazarın brida adlı kitabını da okudum ama on bir dakikayı daha çok sevdim belki de bridanın konusu pek mantıklı gelmediği için bana öyle gelmiştir ama okuduktan sonra on bir dakikaya yazarın en güzel kitabı diyenlere hak verdim.

kime sorduysam mesnevi tercümesinde en iyisinin şefik can olduğunu söyledi araştırırken şefik can ın hocasının yazdığı mesnevi tercümesi tahirul mevleviyi de çok tavsiye edenleri gördüm ama fiyat açısından arada uçurumlar var ondan da şefik can ı tercih ettim ve gerçekten mesnevi hikayeleri her evde olması gereken her yaştan insanın alacağı derslerle dolu bir kitap.

kitabın tanıtım sayfasında ve kapağında bir sonraki uçurtma avcısı yazıyor ama bence alakası yok okuduğum zaman hayalkırıklığına uğradım uçurtma avcısında kaç kere ağladığımı bile hatırlamayacak kadar derinden sarstı beni ama küçük arıyı okurken sıkıldığımı bile söyleyebilirim