E-Dergi

Eğer kitap okuduktan sonra arkadaşlarınızla kitap üzerine konuşmayı, analiz yapıp tespitlerde bulunmayı seviyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız. Öyle ki Ahmet Ümit ile bir sohbet havasında hissediyorsunuz kendinizi okurken.Tekrar tekrar okunulması gereken, okuyucuya bambaşka bir bakış açıları sunan mükemmel bir eser

Agatha Christie'nin Pera Palas günleri... Ünlü yazarın İstanbul tutkusu. Aşkın çılgınlaştırdığı evli bir adam. Kıskançlıklar, bencillikler ve kusursuz bir cinayet. Christie'den Başkomser Nevzat'a gizemli cinayet vakaları. Cinayetlerin ardındaki çarpıcı insan öyküleri. Sürükleyici, gizemli, tuhaf serüvenler. Defalarca televizyon dizilerine çekilmiş Başkomser Nevzat'ın benzersiz polisiye öyküleri...

Ocak ayı demek İskender PALA yeni kitabı demek... Tüm külliyatı bende mevcut ve sorgusuz sualsiz bu aralar çıkar diye tahmin ediyordum ve direk görür görmez sepete attım ilk baskı önceliğinden siparişi verdim... Divan Edebiyatını sevdiren yazar... Son 5-6 kitabı eskiyi bilenler için sadenin sadesi dili var ama içerik konu anlatımları ve zaman da geçiş sonra onları birbirine bağlaması her zaman olduğu gibi ustalık...

İmzalı değil...

Kitabın içinde 4 bölüm var. İlk ikisi bana göre daha bir başkaydı, daha bir son zamanlarımın hislerine aitti. Üçüncü bölüm ise gezi yazılarından oluşuyordu. Ve tabii burada en çok beğendiğim yazılar da Kudüs'le ilgili olanlardı. Kudüs.. İsmi bile geçildiğinde yüreğimiz böylesine yanarken onun için yazılmış yegâne cümleleri okurken nasıl hayran olmam ki.. Son bölümde hocanın biraz daha merhameti, vicdanı, bakış açısı, duyarlılığı ve ekolojik yaklaşımı bulunuyor. Yazarımız kara sineği bile öldüremeyen ve kitabın sonuna kara sineğin dilinden kendisine bir mektup yazarken kitap bittiğinde kötü diyebilir miydim hiç? Diyemedim.