E-Dergi

Kitap bir araştırmadan ziyade röportaj çalışması olduğundan daha çok insanların genelinin merak ettiği sorular ve onların cevapları üzerinde yoğunlaşılmış. Her ne kadar sürekli sorulan şeylerin cevaplarını bildiğimizi zannetsek de aslında altta yatan hiç haberimiz olmayan bilimsel bilgilere değinilmiş, en azından benim bilmediğim.. Beyin hakkında bildiklerimizi tazeleyecek, başarılı bir çalışma.

Kitaba Tansu Çiller'in danışmanlığından çıkarılan iki gazetecinin çalışması gözüyle bakarsanız biraz taraflı olduğunu anlayabilirsiniz. Yazarların bilmelerine imkan olmayan çok gizli konuşmaları bile nasıl öğrenebildiklerini merak ettim ve gerçekliklerinden şüphe duydum açıkçası. 94 krizi ortada ancak bundan sonraki hükümetten ayrılma dönemlerinde OECD 1.si ve yıllık %8 büyüyen bir Türkiye bıraktılar, bunu da düşünmek lazım. Belki de kitabı okuyunca son yılların Türkiye siyasetinin en gizemli isminin Tansu Çiller olduğunu düşüneceksiniz..

Kayıp Sembol, Dan Brown'ın aynı seri şeklinde yazdığı Melekler ve Şeytanlar ile Da Vinci Şifresi'nin ardından merakla ve büyük istekle elime alarak okuduğum kitabı. Bu kitap da öncekiler gibi şoke edici bir son, jet hızıyla okumak isteyeceğiniz bir kurguya sahip. Ancak gerek sonu gerek de bu sefer işlenen kurgu ve verilen bilgiler göz önüne alındığında, Da Vinci Şifresi gibi insanlık tarihinin en mantıklı kurgusunun biraz gölgesinde kalan bir kitap. Ancak bu haliyle bile olsa dünya tarihinde literatüre geçmesi gereken kitaplardan biri olduğu aşikar, ruhunuzu düşündürecek bir çalışma..

Yusuf Halaçoğlu oldukça başarılı ve akademik bir yayın ortaya koymuş. Kitap boyunca Ermeni Tehciri için yabancı gözlemciler, askerler, diplomatlar tarafından söylenen sözleri incelemiş; Tehcir öncesi ve sonrası Anadolu'daki Ermeni nüfus bilgilerinde, 1.500.000 Ermeni'nin ölmüş olma ihtimalinin bulunmadığını rakamsal olarak ortaya koymuş. Ermeni Tehciri ve Ermeni Soykırımı İddiaları üzerine kişisel görüş içeren bir kitaptan çok rakamlara dayalı bir araştırma tezi havası var kitapta ve bu da kitabı değerli kılıyor. Ancak Yusuf Halaçoğlu'nun akademik kariyeri düşünüldüğünde daha derin arşiv incelemeleri yapıp daha büyük hacimli bir kitap ortaya koyabileceği fikri geliyor akla, çünkü kitap çok önemli bilgiler içermesine karşın hacimsel olarak biraz düşük düzeyde. Ancak bu konuyla ilgilenen veya ilgilenmeyen herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.

Öncelikle kitabın kapağındaki tanıtımda belirtildiği gibi hem bilimsel hem de tarihi anlamda insan cinsinin bir özetini çıkardığını belirtmeliyim. Ancak kitabın ilk yarısı için geçerli bu durum, ikinci yarısından itibaren bir nebze bilimsel yoğunluğa bırakıyor kendini. Yazar çoğu yerde insan tabularını, ideolojilerini cesurca eleştirmiş; örneğin Hristiyanlık ve İslam dinleri bu eleştirilerden nasibini almış. Ancak tek bir nokta haricinde yazar bu eleştirileri kendi yaşadığı ülkesindeki ekseriyet din olan Yahudiliğe yöneltmemiş. Çoğu yerde tarih akışından ziyade yorumlara, neden-sonuç ilişkisine yer verilmiş ancak türündeki en geniş kapsamlı çalışma olma özelliğini de yitirmiyor.İrdeleme ve yorumlama konusunda çoğu yerde başarılı. Evrim konusunda da çok basit ve anlaşılır bir dil kullanılmış. Eleştirilmesi gereken kısımlarla birlikte okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.