E-Dergi

Zaman Gazetesinin yönetimine geldiğinde büyük bir değişim rüzgarı estirerek gazeteyi uluslararası bir yarışmada dizayn birincisi seçilmesine yol açan Ekrem Dumanlı, tiyatro oyunu olarak yazdığı bu kitapta, hüküm giyerek hapishaneye düşmüş insanlar ve mahkumların kaldıkları hapishanede görev yapan Hapishane Müdürü, Savcı ve Gardiyanlar arasındaki ilişkileri ve bu iki kesimin birbirlerine bakışlarını gözler önüne seriyor. Bu serimlemenin sonuna doğru suçlu kim ahlaklı kim gibi soruların cevaplarını düşünürken olaya basit bir suçlu-suçsuz gözü ile bakamıyorsunuz. Gözden kaçırdığınız noktalar olduğunu görüyorsunuz.

Konu olarak her ne kadar Necip Fazıl Kısakürek'in "Reis Bey"ini andırsa da anlatım ve sürükleyicilik yönünden çok güzel bir eser.

Firuzan'ın ilk okuduğum kitabı bu. Güzel bir uslûbu olduğunu söyleyebilirim. Romatik ama bir o kadar gerçeklerin acı yanını gösteren bir yapıt. Yürek ısıtan öyküler bütünü de diyebiliriz.. Okunası bir kitap..

Nedim Gürsel'in Resimli Dünya adlı eserinde ana karakterin yani Kamil Uzman'ın dışındaki karakterlerin gerçek kişiliklerine ilişkin ayrıntılara yer verilmeyen bir uslûp kullanılması Kamil Uzman'ı okura tanıtma açısından ilginç olmuş. Romanda Kamil Uzman'ın peşinden koştuğu Bellini'nin hayatının su götürmez gerçekleri dışındaki yorumlar, Kamil Uzman karakterinin olmak isteği kişilik özelliklerini başkasında göstermesinden başka bir şey değil. Yani Kamil Uzman, bildiği ve hayranı olduğu herkesin hayatını ve kişiliğini kendi isteklerine göre biçimlendiriyor hayallerinde.. Acaba Bellini İstanbul'a giderken gerçekten o korkuları yaşamış mıdır? Bana öyle geliyor ki Kamil Uzman bütün bunları hiçbir gerçeklik değeri olmadan hayal ediyor.. Gerçek Bellini'nin peşine düştüğünü zannettiği anda kendi olmak istediği kişiliği aradığının farkına varmıyor. Yalancı ve Kamil Uzman'ın düşleriyle paralel özelliklere sahip bir Bellini var romanda. Tabii ki diğer karakterler de aynı durumdan nasibini alıyor. Yazar romanında Kamil Uzman'la yansıtmak istediği karakteri anlatabilmek için sessiz sedasız fakat etkili bir yöntem seçmiş.Romanın en güzeli yanı da bu belki..

"Ölmeye yatmak" kavramıyla dahi insanda büyük bir merak uyandıran kitapta, Cumhuriyet döneminden 1960 yıllara kadar uzanan değişim anlatılıyor. Aslında bütün olup bitenler, Aysel'in "ölmeye yatması" ile başlıyor ve 1 saat içinde bitiyor. Çok ince düşünülmüş bir roman. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla birlikte değişen sosyolojik kavramları gözlemleyebleceğiniz bir kitap.

Objektif olmadığından emin olduğum ama bilinmeyen bir tarihin yüzünü objektif bir şekilde olmasa da anlatmaya çalışan bir kitap olduğu için şiddetle öneriyorum. MİT'in gizli tarihini ucundan öğrenebilirsiniz.