O insan mühendisi idi. Büyük bir moral hocasıydı. Üstün yetenekleri ile gönül kapılarını aralar, kalp gözümüzü açar, içimizdeki kiri, pisi atmamıza sebep olurdu. Ona “Türkiyenin muhtarı” derlerdi. Şehir dervişiydi. Onun görevi insan yetiştirmekti, inşa etmekti. O gönül adamıydı. Alıntılar:
Zalimleri affedenlerin zulümden nasıl iğrendiklerini ispat etmeleri gerekir.(s.56)
Dostluk sohbetinde bizlere her şeyle dost olmayı tavsiye eden, sadece dört şeyle dost olmayın diyordu: Uyku ile, politika ile, hırs-ı câh,yani mevki ve makam sevgisi ile ve hırs-ı mal yani para ile dost olmayın, diyordu. (s.177)
Sevgi doyarak içilmez. Sevgi kanarak içilirse sevgi olmaz. (s.185)
İnsanların münasebeti ya yoldan olur ya belden olur. Tarikattaki yoldandır, belden olan baba münasebetidir, işe yaramaz o.(s.196)
Siz ihyaya değil, imhaya memursunuz. Siz ancak küfrü imha edersiniz, sizin vazifeniz budur. Ama İslamı ihya sizin vazifeniz değildir.(s.222)
Davasına titizlik göstermeyen, sürünmeye mahkumdur.(308)