Toplam yorum: 3.077.166
Bu ayki yorum: 4.044

E-Dergi

muftuihsan Tarafından Yapılan Yorumlar

25.11.2015

Gelenekler;bir medeniyetin,bir kültürün soyunu sürdüren öz çocuklarıdır.Bir medeniyet onlar vesilesiyle hayatta kalmaya devam edebilir. Kırk hadis geleneği de, VIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren ortaya çıkmış olup konuyla ilgili faaliyetler,“Ümmetimin dinî işlerine dair kırk hadis derleyen kimseyi Allah Teâlâ fakihler ve âlimler topluluğu arasında diriltir” meâlindeki zayıf bir hadise dayanmaktadır.Bu konuda teşvik edici bir hadis de “Benden bir sözü duyuranın Allah yüzünü ağartsın”hadisidir.
Kitabın dikkate şayan iki özet cümlesi şöyle:
“Kalbe kalb denilmesinin sebebi çok değişken olduğundandır.Kalbin misali çöldeki bir ağacın üzerinde asılı kalan kuş tüyünün misali gibidir.Rüzgar onu bir oraya bir buraya savurur.” (Müsned)
“Dünyaya gelen bir kimse,yaratıcımızın en büyük hazinesi,en büyük mektubu,en büyük hediyesi ve ikramı Kur’an-ı Kerim’i okumadan,öğrenmeden,manasını öğrenmek için çaba sarfetmeden eğer dünyadan ayırılırsa o bilsin ki dünyaya hiçi gelmemiş gibidir.” M.İkbal
23.11.2015

Eser,II. Abdülhamid,II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerini yaşayan Hayri İrdal’ın ağzından bu üç devrin eski ile yeni,Doğu ile Batı arasında kalmış, her biri Türk toplumunun farklı kesimlerini sembolize eden insanların trajedisinin ironik bir dille anlatımıdır. Roman, zamana ayak uydurmaya yönelik toplumsal ve kurumsal çabaların nasıl komik sonuçlara yol açabileceğinin hicvidir.Modernleşme saplantısı ancak eserdeki gibi cılız ve içi boş kurumlar doğurmuştur.Eser,bir medeniyet değiştirme uğraşına girmiş toplumun geçmişinden getirdiği değerleri bir kenara bırakıp yeni değerler edinmeye çalışırken nasıl bocaladığının ve nasıl kolayca kandırılabildiğinin gülmecesidir.
Modern hayat ölüm düşüncesinden uzaklaşmayı emreder.(49)
İlim ağızdan nakledilir.(101)
‘Yusuf'u bilmeziz amma seni rânâ tanırız’(125)
Murdar öldüğüne yanmaz, kendine öd ağacından tabut ister.(245)
Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde... Fakat daima ödersiniz.(263)
22.11.2015

Keykâvus’un,devletin başına geçtiğinde nasıl davranacağı konusunda oğluna bilgi vermek amacıyla kaleme aldığı nasihatnâme türündeki eser,önsöz ve 44 bölümden meydana gelir. Nasihat,görgü kuralları,eğitim ve ahlâk,ilimler,meslekler,devlet adamları ve görevleri hakkında bilgi veren eser,Farsça nesrin seçkin örneklerinden biridir.Kitapta işlenen konular ayet ve hadisler, hikâyeler, hikmetli sözler, atasözleriyle bezenmiştir. Alıntılar:
Nitekim birine sordular, ‘hiç ayıbın var mıdır?’ O kişi dedi ki, ‘Yoktur.’ Dediler, ‘Başkasında hiç ayıp gördün mü?’ Dedi ki, ‘Çok.’ Dediler ki: ‘Aybı senden çok olan kişi yokmuş.’
Babasının ve anasının terbiye etmediği her kişiyi geceler ve günler öğretir.Yani baba ve ana naz ve rahatla edeplemezse,zaman cefa ile istemeden edepler.(136)
Vaslından ayrı hecr ile mahrem değil miyim
Cürmüm bilip nedamete hemdem değil miyim
Benden çevirme yüzünü bir kez günah için
Adem günah etti ben adem değil miyim?(149)
el-insânü abîdü'l-ihsân,yani insan iyiliğe kuldur.
21.11.2015

Kadın,her dönemin en çok tartışılan meselelerin başından gelmiştir hiç şüphesiz.Carullah,sadece doğu toplumlarının değil,bütün insanlığın ortak meselesi olan kadın meselesine eğilmiştir.Eser,özellikle İslam'da kadın hakları ve hicap felsefesi konularında ayrıca sadece şark toplumlarında değil bütün bir dünyada yanlış algılanıp tanımlanan kadın meselesine yepyeni bir pencere açıyor. Ö. R. Doğrul’un ifadesiyle o;‘ilim ve fikri düşünceyle eylemi birleştiren’ bir mütefekkirdir.Alıntılar: Özellikle ‘İthaf’ı dikkate şayan ve okunmaya değer.
‘İlmin ve imanın aydınlığında fitne olmaz.Varsa,fitne,erkeklerin gözlerinde,kalplerinde ve dillerinde bulunur. İlle de tedbir almak gerekiyorsa,erkeklerin gözlerine nikap,kalplerine adap,dillerine ikap lazım gelir.’(13)
Meveddet ve muhabbetin iki eseri vardır. Biri vuslatın verdiği lezzet diğeri de nesildir.Birincisi ikincisinin öncüsüdür. Her ikisi de tabiatın hibesi ve Allah’ın ihsanıdır.Her ikisinin de hem taban hem de şeran yapılması istenmiştir.(83)
20.11.2015

İnsanlık tarihinin asıl, biricik ve en derin konusunu,inançla inançsızlık arasındaki çatışma teşkil eder;diğer mevzularsa buna tabi ve talidir.Hangi formda olursa olsun, inancın hüküm sürdüğü bütün çağlar, aynı çağda yaşayanlar için de, gelecek nesiller için de muhteşemdir,kalpleri yücelticidir ve verimlidir.Buna mukabil,hangi biçimde olursa olsun inançsızlığın,bir anlık sahte bir ihtişamla sefil zaferini hakim kıldığı tüm asırlar,sonraki nesillere ulaşamadan kaybolup gitmişlerdir; çünkü hiç kimse verimsiz,kısır şeyleri idrak için kafa yormak istemez.(52)
Eseri yazdığı yıllarda, İslam dini hakkında söylediği pozitif sözlerini delil kabul ederek,onun müslüman olduğuna hükmetmek ve hatta bu meyanda fetva vermek acelecilikten de öte onun mesajını hiç anlamamak demektir. Peki,öyleyse Goethenin din konusundaki düşüncelerini nasıl yorumlamak lazım?Polemiklere son derece açık olan böylesine nazik bir konuda kesin hüküm vermek yerine, onu anlamaya çalışmak en doğru yol olsa gerektir.(53)