Toplam yorum: 3.074.925
Bu ayki yorum: 1.800

E-Dergi

bir_okuyucu Tarafından Yapılan Yorumlar

05.06.2011

1915 İstanbul’unda geçen roman, bacağından 7 senedir ileri derecede hasta olan 15 yaşındaki bir gencin duygularını ve bu hastalık karşısındaki tutumunu hastanın yine kendi gözlemleriyle yansıtıyor. 1. Dünya Harbi’ne katılmış bir ülke, entelektüel geçinenlerin Almancılık - Fransızcılık eğilimleri ve baş karakterimiz olan gencin hastalığının yanında dürüst aşkı, karşılıksız sevgisi ve ızdırap ızdırap… Alkım yayınevi özellikle genç nesil için anlaşılması zor olan kelimeleri de sadeleştirerek gerçekten güzel bir yayım gerçekleştirmiş.
Romandan: “Büyük bir hastalık geçirmeyenler, her şeyi anladıklarını iddia edemezler”, “Istıraptan korkmamanın tek ilacı ıstıraptır. Bu ateş o ateşi söndürür”, “Bizden uzaklaşmadıkça bize görünmeyen sıhhat, alışkanlığın verdiği hissizlikle, sağlamların şuurundan kaçıp nasıl ve nereye saklanıyor?”, “En basit toplumsal davaları anlamayacak kadar yabancı tesirler altında şahsiyetlerini kaybeden bu insanlarla münakaşaya mecbur olmanın küçüklüğünden muzdariptim” İyi okumalar...
26.04.2011

1970’li yıllarda sağ ve sol siyasetin terörize olarak gençlerde karşılık bulması ve zaten özüne yabancı yetişen gençlerin tekrar kötülüğe kurban edilmeleri eserin konusudur. Her siyasi görüşten okuyucunun okuması gerekli bir eser. Akıcı-rahat bir üslupla işlenmiş konu. Yazar, maneviyatından uzaklaştırılan nesillerin, nasıl acımasızca tırpanlanabileceğini çok anlamlı bir şekilde işaret etmiş. Bu tespit gerçekten dikkate değer. İyi okumalar…
26.04.2011

Demokrat Parti iktidarında, 1950’li yılların sonunda, emekli bir eğitim müfettişinin tekrar göreve başlamaya çalışması ve ardından gerçekleşen güzel mucizeler anlatılıyor eserde. Konuyu, güzel bir rüya diye açıklayabiliriz ancak kitabın ilk sayfalarındaki heyecan-merak unsuru, ortalara doğru zayıflıyor, sonlara doğru da iyice azalıyor. Yazar, güzel bir konuyu soğuk ve soluk bir üslupla anlatmış, eseri maalesef böyle işlemiş. Bu da eserin en önemli eksikliği. Köy konusuna merakı olan okuyucuların ilk başlarda daha dolu eserlere yönelmeleri yerinde olacaktır. Daha sonralarda da bu eser okunabilir. Diğer yorumlara saygılıyım ama bu da benim görüşüm. Yine de iyi okumalar…
27.03.2011

İlk cildin rahat okunmasına karşın 2.cilt biraz daha fazla özveri istiyor okuyucudan. Güneş Bozkaya’nın çevirisi iyi ancak yeni baskılarda, özellikle 2.cildin tekrar gözden geçirilmesi gereken çok cümle kurgusu ve kelimesi var. Eserin geniş bir şekilde yayınlanmasını Yar Yayınları sağlamış… 2.ciltte teorik yaklaşım daha fazla, yine de yazar, samimi diliyle okuyucuyu fazla yormamaya gayret ediyor. Pavlovna’nın dikiş atölyesi, işçi-işveren ilişkisi ve emeğin insanı karakter sahibi yaptığı görüşü ağırlık kazanıyor. İyi okumalar…
27.03.2011

1863 yılında yayımlanan eser, 1917’de gerçekleşecek olan ihtilalin önsezicisidir bir bakıma. Yoksul bir aileden gelen yazarın ülkesindeki meselelere bakışı, o dönemin isim yapmış büyük yazarlarından farklıydı ve “Nasıl Yapmalı” eseriyle çokça aşağılanmaya çalışıldı. Tarih, Çernişevski’yi haklı çıkardı. Eseri sadece materyalizmi anlatıyor diye açıklamak oldukça yanlış. Bu kitabın konusu aynı zamanda devrimci-demokrat bakışın da önemli bir esin kaynağı olmuştur. Kadınların, erkeklerin kölesi konumunda olmaları sorgulanıyor, emek ve dürüst çalışma övülüyor. “Yaşamanın en önemli elemanı emektir, bunun için gerçeğin de en önemli işareti meşgaledir, faaliyettir.”

Başkarakterler: Vera Pavlovna, Lopuhov, Kirsanov… Pavlovna’nın genç kızlıktan, orta yaşlara doğru yol alırken ailesinin ve çevresinin tutumu, daha sonra kurduğu dikiş atölyesi ve burada uyguladığı düzen-işçilerle ilişkileri, işçilerin durumu 1800’lerin ortasında sosyalizmin bu atölye üzerinden anlatılmaya çalışılması kitabın temel içeriğini oluşturuyor.

1.cildi her okuyucu okuyabilir ancak 2.cilt biraz daha özveri istiyor okuyucudan. Yazarın samimi üslubu sıkıcı konuları da kolay okutuyor ve en önemlisi çoğu yerde ve daha romanın girişinde okuyucuyla konuşup-tartışıyor yazar. İyi okumalar…