E-Dergi

rizzoli ve isles serisinde çok sağlam bir kurguya sahip bir romandır kanımca. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki ikiz bedenler, şüphesiz, cerrah'tan sonra en etkileyici gerritsen romanı. özellikle dr. maura isles'a odaklı olması büyük bir artı.

kitabın arka kapağına gözatınca, bütün kitabı anlatmışlar burda diye hayıflanıyorsunuz, ama okumaya başlayınca çok yoğun olay örgüsünün kitabın ilk çeyreğinde tamamlandığına şahit oluyorsunuz.arada sıkılabiliyorsunuz ama sonu ve başı çok güzel bağlanmış. bu türün meraklıları yine de beğenecektir diye umuyorum.

her yonuyle tam bir amin maalouf kitabi. en iyisi degil belki ama onun yazim tarzini, eser olustururken vazgecilmez bicimde bagli kaldigi sistemleri ve sadeliginin etkileyiciligini anlamak acisindan bicilmis kaftan olarak goruyorum. kisisel kanaatimce, bu sebeplerden oturu amin maaloufla tanismak icin en uygun yapittir.

şibumi'nin de yazarı trevanian'ın kendi gibi gizemli romanıdır. katya'nın garipliği ve abisinin asabiliği nereye varacak bu romanın sonu diye okuyanı heyecanlandırır. sonunda ise 'vay be ' hissi veren bir romandır. okurken bir çok olasılığı düşündürtür, sonu okunduğunda ise 'bu kadarını da nasıl düşünebilirdim ki ben' dedirtir. romanın başında itibaren tuhaf bir şekilde sempati beslediğiniz paul'ün, neden size bunu hissettirdiğini anlarsınız sonunda. çok çarpıcıdır, çok.

Kitap kapağının oldukça ürkünç oldugunu söylemeliyim, öyle ki okurken kitabı elimden bırakacağım zaman mutlaka tersini çeviriyordum. :) ana karakterin sürekli detayları fark eden, gözlem gücüne sahip biri olması olay örgüsünü de derinlikli hale getirmiş,karakterin çevresine bazen gerçekten vizörden baktığı hissettim. ben çok beğendim. net bitirişler ve net sonlar beklemiyorsanız sizin de ilginizi çekecektir.