E-Dergi

bu yazarın kitaplarını okurken hissettiğim rahatsızlığı seviyorum. bildiğimi düşünüp de hakkında ukalalığa ve rehavete kapıldığım şeyleri yüzüme izi kalırcasına çarpıyor. bazı konulardaki fikirlerini realiteden uzak bir ciddiyette bulsam da okumaktan hiç pişman olmadığım bir yazar. hayata müslümanca bakışa dair klişelerden sıkılanlar mutlaka okumalı.

bu yazar hakkında daha önce de yorum yapmıştım ve o zaman -yani ilk öykülerinde- ali uralın öğretmenliğinin etkisi daha çok görülüyordu. şimdi ise kendi üslubunu bulma yolunda ciddi şekilde ilerlediği görülebiliyor. tabi ali uralın öğretmenliğinin kattığı derinlik yine ortada bence. tavsiyemdir, yeni sesler arayanlar pişman olmayacaktır.

kitap bir psikolojik roman ve dili gayet sade, akıcı. başlangıçta bu noktada biraz tereddüt etmiştim ama anlaşılırlık konusunda bir sıkıntı oluşturmuyor. sadece kafamda insan iradesine biçtiğim değer yüzünden, deborahın, bütün yaşadıklarına rağmen şizofren olmayabileceğine inandım zaman zaman. nedense kendi seçimi gibiydi, neyi seçtiğinin farkında olmasa da. bu tür romanları severim, insanın kendisine uzaktan bakabilmesi ve bazı şeyleri daha iyi fark edebilmesine yardımcı oluyorlar. bence psikolojik hikayeleri sevenler mutlaka okumalı.

okuduğum en çarpıcı romanlardan, kitabı kapattığımda vücudumdan bir akım geçmiş gibiydi. savaş, aşk, delilik, uçmak ve dostluk... kitaptaki hayalgücüne inanamadım ve anlatımı da bütün o farklı, ayrıntılı olaylara rağmen gayet sadeydi. kuşlarla ilgili bilmediğim şeyler öğrendim ve rüyaların inanılmazlığına bir kez daha inandım. tiyatrosu da varmış, nasıl sahneleniyor merak ediyorum cidden. velhasıl, okuyun.

sema kaygusuzun ilk okuduğum kitabı doyma noktası idi. ve öyküleri beni diğer kitaplarına yönlendirdi. öykü türüne ayrı bir ilgi duyduğum için bu yazar da kitaplarını takip ettiğim yazarlar arasına girdi. okuyun derim, pişman olmayacaksınız.