E-Dergi

bir gazetenin aylık kitap dergisi ekinde, yazan kişinin hararetli tavsiyeleri üzerine aldım kitabı.açıkçası kitabın sonuna geldiğimde hayal kırıklığı yaşadım.kitap güzel evet ;konu, yazım tekniği vs.. ama eksikti kitap,daldan dala atlamıştı.ve bence yazar, kitabın başındaki büyüyü bozmuştu.ersin karakterini kendimle bütünleşmiş gibi hissettim başlarda.yazılan bendim bir bakıma ,çalışıp çalışıp son noktaya gelen ve işte tam o noktada pes eden,depresif ilaçlarla beynini uyuşturmayı seçen bir kız.başörtülü arkadaşı elif le tanıştığında hayatı değişmeye başlar.zengin bir ailenin kızıdır elif,başörtüsü sebebiyle okuldan uzaklaştırılmıştır.
son dönem yazarlarının başörtüsü konusunu kitaplarında çokça işlemeye başladıklarını gözlemliyorum.olaylara kayıtsız kalınmaması bi bakıma güzel ama asıl üzücü olan onların ele alınış biçimleri.bu kitaptaki elif karakteri de oldukça yavan ve silik kalıyor.
fakat kitap yine de altı çizilesi satırlar içeriyor ve kitapçı raflarında duran bir çok kitaptan daha başarılı olduğu söylenebilir.

bu kitap için çok ümitler beslemiş cemil meriç. lakin pek rağbet görmedi. "bu ülke" sanırım gölgesine aldı bu kitabı.ben de pek hoşlanmamıştım açıkçası. hatta bu kadar saygı duyduğum bir insan için anlamını çözemediğim şey ise ;köklerini araştırmayı reddedip de hint''e kadar uzanacak, onu bu denli cezbedecek ne vardı upanişadlarda?..

son zamanlarda okumuş olduğum kitaplar içinde açık ara en iyisi idi kitap.harika tek kelimeyle.ancak şunu söylemekte yarar var kitabı alırkende okumaya başlarken de oldukça sıkıntılıydım.kitabın adı dahi insanı ürpertiyor.evde kitabı gören babam şöyöle bir karıştırdı,annem bu kitap neden bahsediyor diye açıklama istedi.ama kitabı bitirdiğimde ne ermeni düşmanıydım,ne türk milliyetçisi,ne de piçe yabancıydım.aksine yazar sanki mahalle sakinlerini anlatmışçasına kişiler içimizdendi.öykü aslında bizim öykümüzdü.
kitapta yazar taraf tutmuyor kimi çevrelerin ısrarla telkin ettiği gibi.yazar arafta duruyor aslında.kendi kopukluğunu ,arafta kalışını hissettiriyor biteviye.okuyun derim ben ,ısrarlada tavsiye ediyorum.yalnız kitabın biraz kadınsı olduğunu itiraf etmeliyim.ne de olsa kazancı ailesinde erkekler uzun ömürlü olamıyor....

sofie'nin dünyası aynı zamanda felsefenin dünyasına ışık tutuyor.felsefe ile tanışmak için güzel bir başlangıç olabilir.hoşuma gitmeyen tek şey kitabın sonuydu.açıkçası yazar sanki bocalamış ve çarçabuk kitabı bitirivermiş.bunun dışında söylemek istediğim tek şey :
keşke ben de bir gün posta kutumda gizemli bir mektup bulsam... kimbilir beni de sofie gibi nerelere götürürdü...

bu kitabı bir tavsiye üzerine çok büyük ümitler besleyerek aldım.lakin bence kitabın en kötü tarafı anlatılmak istenilen fikirlere göre çok uzun olması idi.bir de nedendir bilmem yazım dilinin çok basit olması ve tabiki sevr mağarası hakkında yazılanlar...(kitabı bitiremediğim için son sayfalarında da bir kısım hatalar var ise haberim yok)yazarın yahudileşme temayülü isimli kitabında da çok ciddi hatalara düştüğünü fark ettim.açıkçası kitabın zaten neyden bahsettiği belli sayfalarca göz nuru akıtmaya gerek yok.şahsen tavsiye etmiyorum.zaten ben de bitiremedim...