Toplam yorum: 3.122.823
Bu ayki yorum: 4.268

E-Dergi

Adem Artan Tarafından Yapılan Yorumlar

29.07.2007

İlber Hoca, Osmanlıya dair seçtiği konulardan bir çeşni hazırlayıp okuyucuların, tarih meraklılarının önüne koymuş. Akademik konuları konuşma üslubuyla oldukça rahat, akıcı ve samimi bir şekilde aktaran İlber Hoca, bu arada tespitler yapıp gereken mesajları da vermeyi ihmal etmiyor. Tarihi akademik disiplinden şaşmadan ama popüler bir şekilde vermek herkesin harcı olmasa gerek. Zaten İlber Hoca’nın önemli mi önemli konuları oldukça sakin ve rahat bir şekilde aktarmasının insanları cezbettiğine inanırım. Osmanlıya hakimiyetinden olsa gerek. Kitabı okurken İlber Hoca’yı karşınızda konuşur gibi hayal ediyorsunuz.
Ehlinin kaleminden mutfağından mahallesine, Divan’ından Enderun’una Osmanlı. Devleti ve toplumuyla birlikte. Sadece tarih meraklılarına değil, bugünü merak edenlere de tavsiye ederim.
29.07.2007

2. Dünya Savaşı’nın Rusya’da cephe gerisinde, çocuklar cephesinden yansıması.
Babaları cephede savaşırken okul dönemindeki çocukların bozkırlarda tarım için alıkonulmalarının acıyla karışık ama azim ve kararlılık dolu hikayesi. Hikayenin başkahramanının babasına duyduğu derin özlemin ilk aşkın heyecanıyla birleşmesi hikayeye farklı bir tat katıyor. Hani hikaye içinde hikaye, öykü içinde öykü. “Aşk”ın ne kadar güzel, “iyi”lerin ne kadar yüce, “kötü”lerin de ne kadar aşağılık olduğunu gösteren çarpıcı bir Aytmatov klasiği.
23.07.2007

En koyu savunucusundan en şedit karşıtına kadar kimin nesini, ne kadar bildiği meçhul olan AB hakkında Osmanlıdan başlayarak Avrupa ile tarihî, siyasî, ekonomik ve kültürel ilişkilerimize tutulmuş bir projeksiyon. Dünün zengin birikimini yakın tarihin getirdikleriyle ustalıkla birleştiren ve olaya hakim açılardan bakan bir İlber Ortaylı klasiği. Kitap, diplomasi tarihimiz ile at başı giden modernleşme maceramıza ve bugünkü AB ilişkilerimize ışık tutmakla kalmıyor, aynı zamanda Avrupa’nın bugünkü siyasî, sosyal, kültürel ve ekonomik durumu üzerinden AB’nin bugününe ve yakın geleceğine ışık tutuyor.
Sayın Ortaylı, Türkiye’nin bu haliyle Avrupa’nın da, Asya’nın da bir parçası olmadığını, AB’nin özellikle demografik açıdan kan kaybettiğini, sadece sanayi ve ekonomi açısından değil, kültürel bakımdan da yerinde saymaya başladığını, hatta gerilemeye başladığını, bu açılardan AB’nin Türkiye fazla bir şey katmayacağını, hatta demografik açıdan yük getireceğini savunuyor. Göz ardı etmeyelim; ama gözümüzde de büyütmeyelim tavrı.
Kitabı okuyunca AB’nin, daha doğrusu Avrupa’nın dışında kalmamızın da; ama o sistemin içine her şeyimizle tamamen dahil olmamızın da hem coğrafî, hem tarihî, hem de kültürel açılardan mümkün olmadığını görüyorsunuz. İki dünyanın ortasında bulunmanın ağırlığı kadar getirdiği zenginliği de Türkiye-Avrupa ilişkileri üzerinden okumak mümkün. Ayrıca doğu ve batı dünyası ile ilgili çok bilinen yanlışlara da yeri geldikçe yer vermiş Sayın Ortaylı.
Kitapta hatırı sayılır miktarda yazım ve noktalama eksikliği var; her ne kadar bunlar anlamı değiştirmiyorsa da can sıkıcı yanlışlıklar. Konunun meraklılarına tavsiye ederim.
21.07.2007

Edebiyat, kültür, tarih ve sanayi üzerinde uzmanlaşmış önemli düşünce insanlarımızın ihtisas sahalarıyla ilgili olarak Türkiye merkezli düşüncelerinin toplandığı bir derleme. Adı geçen kişilerin düşüncelerini derli toplu ve kısaca özetledikleri bu kitabı, sadece bu düşünce insanlarımızın fikirleriyle tanışmak isteyenlere tavsiye ederim. Yoksa bu insanları tanıyıp da yakından takip edenler için farklı bir şey yok bu kitapta. Bu bakımdan kitap, beni hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Bir nevi “dağ, fare doğurdu” durumu yani.
Bir de kitabın sonuna bu kitabı okuyan, bu isimleri tanıyan kişilerin rahatlıkla %90’ını bileceği kavramların, isimlerin, terimlerin açıklamaları konmuş ki bence çok gereksiz.
19.07.2007

Birbirinden bağımsız dört hikayenin bulunduğu kitaba adını veren ilk hikaye olan Kızıl Elma’da kızıl elma ile özdeşleştirdiği bir ilk aşkın hikayesini anlatıyor Aytmatov. Sevdiğine armağan etmek istediği müthiş, nadide kızıl elmanın reddedilmesinin hikaye kahramanında açtığı derin yaranın acısı ile aynı kahramanın eşinden boşanmak üzereyken bu defa kızlarının bulduğu başka bir kızıl elma ile geçmişe bir yolculuk yaparak bu kararından vazgeçmesinin dokunaklı hikayesi.
Diğer hikayeler de oldukça kısa olmakla birlikte çarpıcı.