Mitolojide kendini ateşe atan ve külleri arasından yeniden doğan Phoenix veya bizdeki adıyla Anka kuşu örneğiyle siyaset ve diplomaside Osmanlı-Cumhuriyet sürekliliğini vurgulayan kitap, Osmanlının kuruluşundan başlayarak çöküşüne kadar geçen süre içindeki önemli uluslar arası olayların Osmanlı-Avrupa siyasetindeki, diplomatik ilişkilerdeki yansımasını ele almış. Son dönemlere doğru geniş bir perspektiften ele alınan olayların Osmanlı hariciyesini nasıl kurumlaştırdığını, Osmanlı ile Avrupa devletleri arasındaki savaşları hiç de aratmayan hakimiyet/menfaat mücadelelerini, bitmek bilmeyen nüfuz kurma çalışmalarını akıcı bir dille anlatmış rahmetli Sander.
Kitap, önemli olayların kronolojik anlatımını değil, bu olayların perde arkasını ve bunlardan hareketle Osmanlı-Avrupa ilişkilerinin genel karakteristiğini ele alıyor. Güç mücadelelerinin çetrefilliğinin, kimin elinin kimin cebinde olduğunun, düşmanların nasıl dost, dostların da nasıl düşman olabildiğinin Osmanlı örneğindeki tarihsel diplomatik sürecini takip ederken sadece 19. ve 20. yüzyılların değil, günümüz siyasi haritalarının şekillenmesinde, bölüşüm kavgalarında Osmanlının rolünü, onun yıkılmasıyla sonuçlanan ama yok olmasıyla bitmeyen mücadelelerin hâlâ etkili olduğunu görmek açısından okunması gereken bir kitap.
Siyasetten ve diplomasiden önce başının dönmesini, sonra da taşların yerli yerine oturmasını isteyenlere özellikle tavsiye ederim.