E-Dergi

Açıkçası kent tanımlaması çok uzun. ama dinin neden her kesimde aynı anlaşılmadığını anlamaya çalışan ve buna kendince bir yorum getiren yazara her yerde katılmaktan çok reçel kavanozunu dışarıdan yalayan birinin yaptığı yorum gibi duruyor

İnsanın hayattaki yolculuğunu anlatan okuduğum her cümlesinin mantığını kavrayacak düzeyde olmanın ayrı bir seviye olduğu ama okunmadan ölünmesi halinde ölmeden önce okumanız gereken 1001 eseri okumuş olsanızda sizi kurtarmayacağı kitap. okuyun. okuyun. okuyun. bir de tavsiye edin

garcianın kırmızı pazartesi ve bu kitabını çok beğenmiştim. kırmızı pazartesii 15 sene önce okumuştum. yazarın büyülü gerçeklik olarak adlandırılan tarzını kelimenin içeriği ile anlamanız imkansız. yy bu güne kadar okuduğum kitaplardan içinde en çok fragman olup da bunları birbirine en iyi bağlayan kitap. her şeyden önce ekitabın ilk 50 sayfasını okuduktan sonra bu kitabın öyle içindeki kişilerin kimin kim olduğunu bir kere not almazsanız okuduğunuz kişiler birbirine girebilir. ama bu kitabın asla bir eksiği değil. adeta 100 yıl boyunca 3 5 nesle hep bir önceki neslin uzunca adları veriliyor. kitap yazarın şaheseri. hani zorla kitap okuyan biri değilseniz ve açıkçası her mükemmel eseri okuyalım takıntınız varsa yazrı keşfetmemişseniz hala geç kalmış sayılmazsınız. bir kere fragman tanımlamam şu anlamda her sayfasında onlarca olay oluyor. ama öyle havadan inme fellini filmleri gibi değil. olaylara ikna oluyorsunuz. ve gülümseten şaşırtan vay be sırf bu küçük olaydan da bir kitap çıkarmış diyeceğiniz binlerce hoş şirin olay kahramanların başına geliyor. not alarak okumanız gereken ama mutlaka okumanız gereken bir eser. yazarın kolera günlerinde aşkı bunun peşine okumanızı tavsiye ederim. kitap zaten bundan sonraki en iyi ikinci eseri. gerçi filmi romana ihanet etmiş ve çok basitti. ayrıca kırmızı pazartesi kalınlığı ile 1 günde bitireceğiniz harika bir eser. albaya mektup yoku da okumuştum. ama işin açıkçası bu 3 kitaptan sonra ancak sıralamama girebilir

Elif Şafak, benim daha önceden önyargı ile baktığım bir yazar idi. taa ki baba ve piç çok okunanlar arasına girinceye kadar. Aslında çok satan kitapların içerik kalitesi konusunda derin şüphelerim vardır. ama bu kitabı okuma ihtiyacını mahkemeden aklanması ile birlikte dikkate değer olabileceğini düşündüm. kitabı 3 günde bitirdim. açıkçası konunun ilerleyişi iti barı ile kitabın 3/4 de ciddi bir merak oluşuyor. son 1/4 sonu tahmin ediyorsunuz. fakat bu sizin kitabı bitirmenize engel olmuyor. Ermeni sorununu chat ile konuşma kısımlarında kitabın vermeğe çalıştığı gizli bir misyon var mı edasıyla biraz açıkçası fesatlık bulma alıcılarım açık okudum. sizi rahatsız etmiyor bu konudaki fikirler, ama asıl kitabın güzel yanı olayın örgüsünün açık bir güçlülük taşıması. zorlukla okunan ve bitsin de kurtulayım tarzı bir kitap olmaktan çok uzak. size özellikle tatil döneminde okumanızı tavsiye edeceğim bir kitap. çünkü akşamdan akşama bir sonra ne olacak diye okumaya kalkarsanız, okumaktan geç yatıp sabah işe geç kalırsınız. iyi okumalar