İkbal'in 1929 yılında Farsça yazmaya başladığı bu kitap, Anne¬marie Schimmel'e göre Goethe’nin Faust’unun etkisinde yazıl¬mıştır. Öte yandan şairin kendi beyanına göre Cavidname; İtal¬yan şairi Dante’nin Divina Commedia'sına nazire olarak yazılmış ve Muhyiddin İbn Arabî'nin Fütuhat-ı Mekkiye ve büyük Arap şa¬iri el-Maarrî'nin Risaletu’l-Gufran eserlerinden yararlanılarak Mi¬raç mucizesi planı üzerine oturtulmuştur. Eserde Mevlâna’nın re¬fakatinde bir yolculuğa çıkan İkbal gökleri dolanır, gezegenleri kat eder, cenneti gezer ve her safhada çeşitli siyaset, fikir ve kültür adamlarıyla dinî ve siyasî meseleler hakkında konuşur. Cavidna¬me, İkbal’in oğlu Dr. Cavid İkbal’in adını taşımakla birlikte “cavid” ebedî, sürekli, kalıcı, daimi anlamları taşır. Bu yönüyle de eserin adı ölümsüzlük, ebedîlik, daimîlik namesi anlamına da gelir. Eser¬de önemli bir husus ise, eserlerinde mahlas kullanmayan İkbal bu eserde kendisi için “Zinderûd” adını kullanmıştır. “Zinderûd”, İsfahan’da bulunan asıl adı “Zayenderud” olan meşhur bir ırmak¬tan mülhemdir. Bu ırmak sadece kendi suyu ile oluştuğundan ve başka ırmaklardan su almadığından bu isimle anılmıştır.
Cavidname’nin ilk Türkçe çevirisi ünlü tasavvuf araştırmacısı Prof. Dr. Annemarie Schimmel tarafından yapılmıştır.