Yirminci yüzyılın önemli olduğu kadar tartışmalı yazarı Knut Hamsun’un otobiyografik ögeler taşıyan romanı Açlık, kendini arayan ve bir yandan da mükemmel bir yazın ortaya koymayı amaçlayan genç bir yazarın açlık, yoksulluk ve çaresizlikle mücadelesini anlatıyor. Dostoyevski ve Zola’nın etkisini barındıran eser; bu genç yazarın Kristiana’da aç biilaç dolaşırken gerçeklik algısını yavaş yavaş yitirerek yabancılaşmasını, itibarını korumaya çalışırken bir yandan fiziksel ve zihinsel çöküşe sürüklenişini etkileyici bir dille okuyucuya aktarıyor.
“Knut Hamsun’un stili büyüleyici, cümleleri âdeta parıldıyor. Yazdığı her şeye hayat verebilecek bir kabiliyete sahip.”
—Karl Ove Knausgaard
“Yirminci yüzyıl modern kurgu ekolünün kaynağı Hamsun'dur.”
—Isaac Bashevis Singer