Yaşayıp biten şeylerin izini bir sonraki zamanda sürmek, geriye dönüşler yapmadan müteakip sayfalarını çevirip göz gezdirmek gerekir. Yani, hayatı anlamlandırıp tefsir edecek olan, yine hayatın kendisidir.
Günler alt alta dizilen mısralardır. Söylenmesi gereken ne varsa, bir şeyi söylemişlerdir zaten. Şiir yazmamayı başarabilmenin ön koşulu, hayatın belli istikametine doğru gerdiğimiz yayı gevşetmekten geçiyor. Hayat ve görünürler dünyası karşısında sürekli tetkikte olmak yerine, yaşamsal akışa eşlik edecek sakin ve soğukkanlı olabilmek, uçurumun kenarında olduğu halde kendini hiç de uçurumda olmadığı konusunda ikna edebilmek şiire mesafeli düz bir hayatı mümkün kılabilir.