Allah, Vatan ve Özgürlük...bu üç kavram, ayrı ayrı ve çoğu durumda birbirinin zıddı-antitezi olarak hepimizin sözlüğünde kayıtlı. Üstelik her birimizin sözlüğündeki manaları da aynı değil.
Ama en azından son yüzyıldır, belki daha fazla süredir bu üç kavramı o kadar çok işittik, o kadar fazla kullandık ki. Artık aşina olmanın yabancılaştırıcı paradoksunu yaşıyoruz. O kadar yabancılaştık ki, Allah, İslamcıların; Vatan, milliyetçilerin; Özgürlük ise sol ve liberal çevrelerin sembol kavramları haline gelmiş. Ve hepsi adeta yüzyıllık yorgunluğun tesiriyle özdeşleştikleri bu kavramların muhtevasını da dondurmuş, hatta muhtevasına karşıt manalar yüklemiş durumda.