Tanrıyı Gören Köpek
Buzzati, Poe ve Kafka'ya benzetilir, doğrudur. Daha umutlu olduğu da doğrudur, hayaletlerin fildişi kapılardan geçebilmesi bunu kanıtlar. Normalde hayalet nedir? Hayalet bu dünyada işi olan, bu dünyanın işini öbür dünyaya bırakmak istemeyen öcü bir kardeşimizdir. Dolayısıyla işini gördürmek lazımdır. Öbür türlü dadanır, gitmek bilmez. Buzzati ne yapıyor, hayaleti gönderiyor. Gogol tokat aşkettirip öyle göndermişti mesela, çünkü paltolarla alakalı bir mevzu kalmamıştı. Nihayet. Küresel bir felaketi bu yüzden dört gözle bekleyen çok insan var diye düşünüyorum. Meteor düşüyor mesela. Onu da geç, hayalet gördün. Nihayet be! Bugün bisikletle sahilde dolanırken çocuklu bir çift gördüm, çocuk arabaya kurulmuş, keyfi yerinde, komik komik şeyler yapıyordu. Anneyle babanın bir bakışı vardı, görmeliydiniz. El ele tutuşmuşlardı, bir mucizeye şahit oluyorlarmış gibiydi. Belki de öyledir, uzun zamandan beri bu kadar iyi hissetmemiştim. Buzzati'nin öyküleri de böyle biraz, benzer bir mucizeyi taşır gibi.
Buzzati'ninki zafer sarhoşluğundan başka bir şey yaşamayan cinsten, hatta o kadar çok toprağı var ki ucu bucağı yok sahibi olduğu yerlerin, ilk öyküdeki baba bu adam olabilir mi? Sadece güçlenmek ve aşılamaz olmak ister, bu yüzden fetihlerin ardı arkası kesilmez. Askerler? Hükümdar askerlerinin söylediği türküleri hüzünlü bulur ve yardımcısına ne söylediklerini öğrenmesini emreder. Onca yağma, zenginlik ve kadının veremediği şey nedir gerçekten? Yardımcı, sözleri öğrenip kralına söyler: "Tarlayı, köyü/davullar inletti/yıllar geçip gitti/geri gelmedi/geri gelmedi/ hiçbiri" Devam ediyor: "ileri hep ileri/yıllar geçip gitti/bıraktığım yerde seni/bıraktığım yerde seni/şimdi bir haç dikili"
"Ama hükümdarlar, yöneticiler, bilgiç nazırlar duvar gibi sağırdılar. Hiçbiri anlamamıştı, yalnızca, akşamın sokaklarında yorgun argın, türkü söyleyerek ölüme doğru yürüyen, yüzlerce zafer kazanmış askerler anlamışlardı." (s. 99)
Arka arkaya zaferler kazanmış, yıllarını cephelerde yitirmiş Maximus'un son zaferinden sonra Marcus Aurelius'tan istediği şey, kendisine her şeyi verebilecek adamdan istediği tek şey eve dönebilmekti.
Kitaba adını veren öykü de elden öper. Buzzati sanayi toplumunun parıltı -yoruma açık; yaşama sevinci, doğayı en saf şekilde algılama biçimi, bir bütünün parçası olma duygusu, ne koyarsanız- silici etkisini gömer, Calvino gibi nicesine kapı aralamıştır, bir yandan da çıkışsız kurgularla oynar. Düşündürür yani, başka yaratılara bağlantı sağlar. İyidir.