Yüzyıllık Yalnızlık (Ciltsiz) Hakkındaki Yorumlar

Aldığıma pişman olmadım çok sevdim

Anlaşılır ve akıcı anlatımının yanı sıra, Buendia ailesindeki erkek çocuklara -kitabın başında ailenin soyağacı verildiği halde- hep aynı adların verilmesinden dolayı sürekli geri okumalar yapmak zorunda kaldığım bir kitap oldu.

kırmızı pazartesi'den sonra hayal kırıklığı yaşamadım harikasın Gabriel Garcia Marquez

soluksuz okunan bir kitap daha.

zar zor yarısına kadar okudum ama öyle kaldı, tekrar devam ederim mi bilemiyorum. çok dinç ve boş zamanım olursa belki. yatağın kenarında duruyor, bu yarım kaldı üstüne nerdeyse 20 kitap bitirdim, beni sarmadı valla ne diyeyim. normalde başladığım işi yarım bırakmayı sevmem, bir gün bitirir öyle kaldırırım yerine, umarım.

Harika. Kesin okuyun derim.

Boşuna nobeli almamiş çok guzel bir kitap

Kitabın içeriğini bir yana bırakıyorum böyle bir kitabı yazmak bile ne kadar iyi bir edebiyatçı olduğunu gösteriyor. Muhteşem.

severek bazen yorularak ama yılmadan okuduğum kitap çok anlam barındırıyor sakın kafayla üzerine düşünerek okunmali

sakin bir ruh hali ve berrak bir zihinle okunmalı. takibi özen istiyor.

Maalesef sonuna gelmekte zorlandığım nadir kitaplardan biri

Üzerine çok düşünülecek , çok konuşulacak bir eser. Tavsiye ederim.

Güzel bir kitap ama karakterlerin isimleri birbirine çok yakın o yüzden biraz insanı zorluyor.

Biraz karışık ve yorucu

Okurken biraz zorlansam da bazı anlar hâlâ aklıma ara ara geliyor. Ben kitap okurken zihnimde canlandırmayı, karakterleri ve tipleri kendime ve yazara uygun olarak karakterize etmeyi çok seviyorum. Evet okuması zor bir kitap fakat son sayfayi okuduktan sonra iyi ki okumuşum diyeceksiniz

Okumazsanız bir şey kaybetmezsiniz, zaman mekan kurgusundan bağımsız bir düzine saçmalık, zaten kitabı okurken dönüp dönüp soyağacına bakmak zorunda kalacaksınız, illa böyle bir eser, bir de bizden olsun derseniz Latife TEKİN "Sevgili Arsız Ölüm" derim...

Kitabı daha iyi anlamak için ara vermeden okunulması gerekiyor. ara verince isimler ve olay örgüsü karıştığından zorlanılıyor.

her gün kitap okumaya çalışan biri olarak bu kitabin ne anlatmak istediğini bir türlü anlamadım her şey birbirine girmiş isimler sürekli tekrarlanıyor beğenmedim açıkçası

bu kadar geç okumuş olduğum için üzüldüğüm şahane bir kitaptı. kitabı anlamak algılamak için hiç ara vermeden okunmalı

Gözümü korkutan bir kitap olmasına rağmen satın alma cesaretinde bulundum. Kitabın başında aile soyağacı olması okumayı kolaylaştıracaktır diye düşünüyorum.

En sevdiğim yazarın en sevdiğim kitabı ♥️

Kırmızı Pazartesi'den sonra heyecanla okuyacağım bir G.M. kitabı.

İlk okumaya başladığımda kitap akmamıştı ancak üzerinden zaman geçip,sakin kafayla yoğunlaşarak okuduğum zaman kitap içine çekiyor ve elinizden bırakamıyorsunuz

güzel bir toplum incelemesi, sürükleyici bir eser , tavsiye ediyorum

Kitabı okuyalı uzun süre oldu. Kitabı bitirdikten sonra ne saçma bir kitap, ormanın içinde bir ailenin aynı isim ve huydaki çocukları ve aynı isim ve huydaki çocuklarının çocukları(3 nesil) anlatılır durmuş, olaylar aynı karakterler aynı hiç bir şey katmıyor demiştim. Açıkçası pişman olmuştum kitabı okuduğuma. Her neyse... Ancak kitabı okumamın üzerinden biraz zaman geçtikçe kitap ben de çağrışımlar yapmaya başladı. Kendi halinde ortak mülkiyetin yaşandığı mutlu bir dönemden, köye yargıç ve rahibin gelmesi ile huzursuzluğun ve adaletsizliğin yaşandığı döneme geçilmesi, seçimde sandığın yargıç denetimindeki askerler tarafından kırılması ve oyların değiştirilmesi, köy sakinlerinin iyice asabileşmesi silahlanması vs. Bu yaşananlar dünyanın neresine gidersek gidelim işlerin çok farklı olmadığını düşündürüyor. Kitabı okumakta zorlanmadım açıkçası oyalanmadan seri bir şekilde okunursa karakterler ve olaylar karışmaz diye düşünüyorum. Bir kitap bana bir şeyler düşündürüyor, katıyorsa iyidir.

Kitaptaki isimler kafa karıştırıcıydı. Ama genel olarak iyiydi.

Kitaplığımdaki en güzel kitaplardan.

Amansız ve hiç dönüşü olmayan bir çeşit unutkanlıkla unutmak... İçimdeki ölülere ithafen...

Konusu ve kurgusuyla farklı bir kitap.

Hiçbir kitaba kötü diyemem haddim değil ama ben pek sevmedim. Sürekli aynı isimler dönüyor ve bir süre sonra karışıyor

en sevdiğim kitaplardan biri. Gerçek bir roman.

Hayat farklı bedenlerde bir döngü müdür?? Acaba

Şuan okuma aşamasındayım kendini okutuyor

insanla Latin Amerika ya gitme isteği uyandıran masalsı bir roman.yer yer kişilerin birbirine karışmasına aldırmadan okumak gerekli.

Seneler evvel okumuştum, tekrar okumak istediğim için indirimdeyken aldım.

Kırmızı Pazartesi'den sonra okuduğum ve Gabriel García Márquez'in kalemine tekrar hayran kaldığım bir eser. Büyülü gerçekçilik akımı denince aklıma gelen tek isim ve örneği olan tek kitap. Herkese hitap etmeyebilir ama seven tam sevecektir.

olağanüstülüklere sasirmadiginiz karakterleri benimsediginiz bır kitap okumuş olursunuz okuyun bence

zaman zaman isimlerin benzerliği okumamı zorlasa da keyifli bir kitap. bir ailenin 100 yıllık serüvenini güney Amerika coğrafyasının panoramasında izlemek çok güzeldi.

Kimi yanları ile güzel olsa da çok karışık ve kafa ütüleyen bir kitap. Kırmızı Pazartesi adlı eserini okuduktan sonra diğer kitaplarını okumanızı tavsiye ederim.

4 günde bitirdim. Bazı bölümleri hariç sürükleyici bir kitap. Marquez'in okuduğum ilk kitabı. Şimdiden Kolera Günlerinde Aşk'ı da aldım.

Çok sıkıcı bir kitap yarım biraktiklarimdan

Dünya edebiyat tarihinin başyapıtı

çok sürükleyici herkese öneririm

Roman okuyanlar için beklentisiz okunabilir

muhteşem bir kitap. isimler hep birbirinin aynısı olduğu için kişiler hep karıştırılıyor ancak hikayenin anlatımı,konusu, ilerleyişi muazzam. bir daha böyle bir kitap yazılamaz bence.

Kitap ismiyle uyumlu.Akici bir kitap.

Latin edebiyatının yapı taşlarından biri okunmalı. Olay örgüsü ağır gelebilir ara vermeden okunmalı. Bir ailenin birkaç nesil yaşadıklarını anlatıyor ve karakter sayısı fazla. Odaklanmanmanız gereken bir eser

çok karışık buldum olayları kişileri

Marquez denince ilk akla gelen eserlerden. Okuyun, pişman olmazsınız.

Bir türlü kitaba ve konusuna ısınamadım ki kitap akıcı da değildi