Unuttuk, unuttuğumuzu unuttuk, sonrasında unuttuğumuzu köşe başlarında aramaya başladık; fakat namusa bulanmış olan vicdan bizi terk etti, işte o zaman yalnız kaldık.
Gazali efktif tefekkürü ile, içimizde yer ile yeksan olan bu ritüeli öylesine bir şok yaratarak hatırlatıyor ki, ölecek gibi oluyorsunuz; fakat ölmediğinize şükrediyorsunuz. Çünkü bu kitapta anlatılanlar öyle bir biteviliği yüzünüze çarpıyor ki, Rabbim bu ise yaşayacağım, tevbe günahlarından pişman olmaksa ve de ben pişmanım! Bu pişmanlık öylesi bir sarsıntı sonrası nazil oluyor ki, katrana bulanmış olan vicdan akabinde tekrardan suya kavuşmuş toprak gibi, afaki bir haslete bürünüyor.
Kitap da gerçekten olanı hakkı ile anlatan terkipler var. Mesela; Hz Ebubekir'in ölümü günde 40 defa düşünmekten dem vurmasını, adeta bu kitapla sizin buna 40 defa yaşamanıza tekabül tutuyor. Vicdanın da gedikler açılanlar, "ah" çöreklenmeden kalbinizde yoksulluğa bu yol işaretinin ellerinden tutun! Yaklaşıyor yaklaşmakta olan ve o geldiğinde artık geri dönmek için vaktiniz olmayacak. "Allah kuluna kafi değil midir?" Zümer/ 56