Türk Halklarının Varoluşuna Dair...
Kitap, Türk adının ilk defa duyulduğu tarihin eski dönemlerinden yakın tarihe kadar olan dönemleri oldukça kapsamlı bir kaynakçaya dayandırarak anlatıyor.
Kitabın önsözünde yazarların vurguladığı gibi kitabın yazılışının en önemli amaçlarından biri eski Türk halklarının yabancı araştırmacı ve bilim insanları tarafından taraflı bir şekilde Pers-İran kültürüne aitmiş gibi gösterilerek önemsizleştirilmesinin önüne geçmek, sağlam kanıtlara dayandırarak İskitler, Sakalar, Sarmatlar ve benzeri diğer halkların aslında Türk olduklarını göstermektir.
Kitapta Türk halklarından Heredot'un Tarih kitabında olduğu gibi dönemin ünlü tarihçilerinin eserlerinde bahsedildiği, Türk dil ailesinin de MÖ 3. binyıldan itibaren şekillenmeye başladığı anlatılıyor.
Yazarlara göre eski dönem Türk halklarını ayırt etmenin en önemli yolu MÖ 3. binyıldan itibaren ortaya çıkan kurgan denilen mezar kültürüdür. Bu mezarların şekilleri, ölünün gömülme şekli, mezarın içine ölü ile birlikte koyulan nesneler, mezarlardaki şekil ve yazılar belirleyici özelliklerdir.
Başka belirleyici yollar ise barınmada kullanılan çadırlar, çadırların yapıldığı malzemeler, beslenme şekilleri, hayvancılık gelenekleridir.
Yazarlar Sümer dili ile o dönemin Türk dili arasında 400 civarı benzerlik gösteren kelime olduğundan bahsederek Sümerlerle Türkleri ilişkilendirmişlerdir.
Yazarlar İskitler ile Türklerin göçebe yaşam tarzı, kurgan mezar kültürü, dil benzerliği gibi bulgularla benzeştiğini vurgulayıp, onların Pers kültürüne değil Türk kültürüne ait olduğunu savunuyorlar.
Yazarlar ayrıca kitapta Türklerin sadece Orta Asya'da değil Avrupa'da çok eski zamanlardan beri var olduğunu anlatıyorlar.
Kitabın sonunda yer alan yaklaşık 40 sayfalık kaynakçadan da anlaşılabileceği gibi yazarlar oldukça detaylı bir araştırma süreci ile kitabı hazırlamışlar.
Kendilerinin de kitabın bazı bölümlerinde belirttiği gibi kitapta yer alan Türk halklarının kökeniyle ilgili tezler sağlam kaynaklara dayandırılmış olsa da, bu tezlerin ispatı için çok daha detaylı saha ve arşiv araştırmaları yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
Türk tarihine ilgi duyanların severek okuyabileceği, daha detaylı araştırmalar için yol gösterebilecek faydalı bir eser.
"Türk diliyle (bu arada Karaçay-Balkar diliyle) Sümer dili arasında yaklaşık 400 kadar lenguistik benzerlik tespit edilmiştir. Bu benzerlik sisteme uygun olarak dilin bütün katmanlarını ve yapısını, zamirleri, sayıları, terimleri ve akrabalık ilişkilerini karşılayan adları da kapsamaktadır." (s. 69)