Yazarın geçmişte tahmin ettiği olaylardan bir kısmı gerçekleşmiş bir kısmı ise gerçekleşmemiştir. Ancak genel itibariyle olayların yorumlamasındaki bakış açısı farklı bir üslup sergilemektedir. Bu açıdan değerlendirilmesi gereken bir yayın. Örnek tespitler fikir edinilmesi açısından belirtilmiştir.
Amerika için Ortadoğu’da petrol sevkiyatını kesintiye uğratmayacak ve bunu Batı’ya şantaj olarak kullandırmayacak birtakım rejimlerin bulunması yeterlidir. Batı için önemli olan buradaki çıkarları bertaraf edilmemesidir.
Arap olmayan Kürkler ve Türkler kendi bölgelerine hâkim olma imkânı bulacaktır. K.Irak’ta kurulacak devletin adı Kürt Devleti olmayıp Kürt-Türk Federasyonu olabilir.
Bölgeye ilişkin Türkiye politikası ile Avrupa politikası uyuşmamaktadır. Rusya ile ABD’yi birlikte harekete sevk eden Almanya’nın Orta Doğu’daki nüfuzunu sınırlamaktır. Türkiye’nin oynayacağı rol ABD ve Rusya ile ortak hareket eden Avrupa dışında bağımsız bir güç olmaktır. İslamcı akım Avrupa’nın kontrolüne girmemelidir. Bu sebepten Türkiye’nin zayıflamaması gerekmektedir. Türkiye Avrupa’nın kontrolünde olduğu sürece, Rusya ve ABD’nin menfaatleri zarara uğrayacaktır.
Kürt sorunu Türkiye’ye yönelik operasyonların bir aracı olarak kullanılmıştır. Sorun Kürtlerin ne olacağı değil, Türkiye’ye nasıl bir rol verileceği ve bunun için Kürtlerin konumunun nasıl olması gerektiğidir. ABD Türkiye’nin çok kültürle ve din karşıtı olmayan bir çizgiye gelmesini isterken Avrupa daha küçük ama gelişmiş bir Türkiye’yi almak istiyor. Güneydoğusu koparılmış bir Türkiye’nin Avrupa standartlarına daha uygundur. Bölge üzerindeki etkinlik Türkiye üzerinden değil AB tarafından sağlanacaktır.
ABD A.Öcalan’ı tasfiye ederken Kürt hareketine son vermek değil onun sınıfsal hareketine son vermek ve etnik bir karakter kazanmasını istiyordu. ABD’nin amacı Türkiye’de Kürt kimliğinin tanınması ve ülke dışındaki Kürtlerin bu kimlikle kabul edilmesiydi. ABD’nin açmazı bağımsız bir Kürt devletini desteklerse Türkiye’yi kaybedecek, Türkiye’nin yanında yer alırsa Kürtleri karşısına alacaktı. Türkiye’nin Kürt kimliği tanıması ama bağımsız bir Kürt devletine izin verilmemesini benimsedi.
Türkiye’nin idari yapısı değiştirilmemelidir. Soya dayılı siyasal yapılar yerine bütüncül yöntemler kullanılmalıdır. Eğer çözüm soya ya da bir bölgeye atıfta bulunacaksa ülkedeki rejim de köklü değişime uğramış olur. Çözüm bireysel hak ve özgürlüklerin genişletilmesi ile sınırlı kalmalıdır. Dünyada Türkiye’nin rolünde ve öneminde değişiklik olacağı anlaşılmakta ve bu değişim bazı güçlerin menfaatleriyle çatışmaktadır. Ülkenin yapısı değiştirilip federasyona gidilmesi doğru değildir. Bizim kültürümüz farklılıkları ayrışma sebebi saymaz. Batıdaki federatif yapı insanların birbirlerinden farklı oldukları ve bu nedenle herkesin kendisini yönetmesi gerektiği düşüncesine dayanır.
Geçmişte Kürtler bağımsız bir devlet kurmak istiyorlardı. Onu bu yola sürükleyenlerin bir projesi yoktu. Asıl hedef Türkiye ve onun günün şartlarına uymayan ideolojisini değiştirmekti. Bu amaçlarına ulaşınca Kürt Devleti sözü rafa kalktı.
İslam coğrafyası enerji coğrafyasıdır. Fosil yakıtlar henüz tükenme aşamasında değildir. Ancak ABD açısından eski enerji kaynakları üzerinde kontrol sağlanmadan yenisine geçmek risklidir.
ABD ve Rusya enerji kaynaklarını kontrol etmektedir. Türkiye’nin birliğe üyeliği bu açığı kapatmak için düşünülmüştür.
Gelecekte AB dışında, bölgesel bir güç olan ve ABD, AB ve Rusya arasında dengeleyici bir rol oynayan Türkiye göreceğiz. Eğer Avrupa Türkiye’yi yanına alırsa ya da kontrol edebilirse kendi enerji kaynaklarına ulaşmakta ABD ve Rusya’ya bağımlı olmaktan kurtulacaktır.