Ey tüketim şey’leri ile hayatımızı zehir eden ateşli şeytan,teknolojinin sanrılı efendisi.. hayatınızı kolaylaştırıp , ömrünüzü uzatıyorum diye herkesi kandıran , boş vakitlerin tapınak şövalyesi.. futbol stadyumlarını, dev alışveriş merkezlerini şehirlerin bezgin insanlarına çağın modern tapınakları olarak gösterip , hepsini hipnoz olmuş kobaylar gibi her an kendine çağıran fısıltılar prensi… ey enerjisi hiç bitmeyecekmiş gibi duran ihtişamlı cüce … herkesi dumansız ateşine çağıran gözbağcı spiritüalist maske… ateşli sayıların şehvetli oyuncusu…kelimelerin azılı düşmanı… insana emanet edilmiş cennet hayalini kıskanan haris yılan…
Sadece sayılarla düşünebilen ve hiç uyuyamayan dijital hafıza…duygusuz, kalpsiz, yapay zeka… cenab-ı hakk ın yarattığı bütün iyiliklerin, güzelliklerin kifayetsiz muhteris düşmanı
İnsanların, biz daha önce nasıl bilemedik, onu çok sevmiştik, şimdi ne oldu ona böyle birdenbire değişti anlayamadık, yanıldık demeleri aslında ne anlama gelir… bu büyük bir oyundur… şeytan kendisinin olmadığına inandırmıştır çoğu insanı. O aradan çekilince birbirinizi rahatlıkla boğazlayabilirsiniz… onu görmezseniz, sanırsınız ki karşınızdaki “öteki” olandır. Hesapları hep o beşer olanın üzerine kurarsanız, yüzlerce yıldır olduğu gibi şeytanın karşısında yine mağlup olursunuz. Bu oyunda sizi aranızda kazanan olmaz. Tek kazanan size kendini unutturan şeytan olur. Siz de yalvara yakara insanların “öteki” anlayışını değiştirmek için çabalarsınız… önemli olan karşınızdaki insandan gelen davranışın şeytandan gelip gelmediğine bakmanız ve onu şeytana kaptırmamak için asıl mücadelenin iblise karşı yapılması gerektiğini anlamanızdır. bunun için maddi manevi teçhizatlanmak ve karşınızdaki kardeşinizi onun elinden kurtarmak asıl hedef olmalıdır. Yoksa ne anlamsız bir çabadır “öteki” hakkında entelektüel kuramlar geliştirmek.
Doymak bilmeyen bir dünya hayatı işte! Sürekli yiyen, giyinen, ateşten ekranları seyreden ve ne yaparsa yapsın içindeki manevi açlığı bir türlü gideremeyen tatminsiz insanlar güruhu… sürekli olarak bir yerlere yetişmeye çalışan, makyajlı, konforlu, teknoloji bağımlısı tek tip insanlar…içleri boş kelimeler gibi hepsi…
tuhaf bi kitap işte,