Bir Tokada Bir Koca Hakkındaki Yorumlar

Atilla... 22.01.2011
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
hikayelerin çoğu ana tema olarak kadınların karşılaştığı problemler ve kadınlara yönelik kötü muameleler konuları üzerine işlenmiş.okuruna empati kurdurmayı amaçlayan bir yazar okudum gibi oldum.çünkü fazlasıyla becerikli olduğunu söyleyebilirim.bazı haller de nasıl davranılacağı veya neler yapmamak gerektiği kişisel deneyimlerle bilinmez.bu bakımdan hikayeler reçete görevi görür.bu anlamda yararlı bir kitap.peş peşe değil de ara sıra okunduğunda sıkmadığını söyleyebilirim.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (5)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ebrunehir 15.02.2010
Satın Alma Onaylı Bu ürün yorum sahibi tarafından satın alınmıştır.
sıkı bir roman okuru iseniz bu hikayeler size yetersiz gelebilir. hikayelerin içinde güzel olanıda var ama genel olarak kitabı sıkıcı buldum.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
ummu rasih 20.11.2010
oldukça feminen bir üslup var ve bu da birçok okuyucuyu sıkabilecek tarzda yazılmış. kitabı sadece yarım bırakmamak için bitirdim yoksa hiç tarzım değildi.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
Yazarın üçüncü hikâye kitabı. Kitapta onbir hikâye var. Hikâyelerin tamamı kadınlarla ilgili. Daha çok kadınların karşılaştığı problemler anlatıldığı için, zaman zaman hikâyeler tekdüze ve sıkıcı bir hale geliyor. Buna rağmen yazarın dili ve anlatımı kitabı kurtarıyor.
“Biz çocukken annem, kardeşlerimle bana bir şey verecekse eğer ve yanımızda başka çocuklar varsa, önce onlara verir, kalırsa bize verirdi. Bazen dağıttığı şey herkese yetmez, o zaman da bize, "Onlar, bizim misafirimiz" diyen bakışıyla bakar; böylece mızıkçılık etmemizi önlerdi. Bu yüzden, yıllarca, anne olan birinin, tıpkı annem gibi herkese karşı daha merhametli, daha şefkatli, daha fedakâr olduğunu, olacağını sandım. Bu zannın koca bir yanılgı olduğunu ancak otuz yaşımda öğrendim. Bütün anneler hiç de annem gibi değildi. Ve "anne olmak" her kadını herkese karşı daha şefkatli, daha merhametli, daha fedakâr yapmıyordu. Üstelik kendi çocukları söz konusuysa, bırakın şefkati ve merhameti, bazıları asgari nezaketi, görgüyü bile bir kenara bırakabiliyordu. Merhametleri, şefkatleri, fedakârlıkları yalnızca kendi çocuklarına idi.” (s. 47, 48) "Anneler Günü" hikâyesinden.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla
derviş54 04.02.2010
Diyalogtu hoşgörüydü her kafadan bir ses çıktığı günümüz dünyasına inat. Bu topraklarda Anadolu halkımızın nasıl iç içe ve mutlu bir şekilde yaşadığını ve birbirlerini değerlerine ve kutsallarına nasıl saygı içerisinde olduğunu bu kitabı okuyunca daha iyi anlayacaksınız.
Bu yoruma katılıyor musunuz?
Evet (1)
Hayır (0)
Bu Yorumu Yanıtla